Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2021/14315 E. 2022/7966 K. 09.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/14315
KARAR NO : 2022/7966
KARAR TARİHİ : 09.05.2022

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, bir kısım davalılar vekilince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.

– K A R A R –
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkin davada, mahkemece bozma ilamına uyularak verilen karar; bir kısım davalılar vekilinin temyizi üzerine onanmış, bu karara karşı bir kısım davalılar vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Kamulaştırma nedeniyle açılan bedel tespit ve tescil davaları tespit davası niteliğinde olduğundan davada kendisini vekille temsil ettiren davacı idare ve davalılar yararına maktu vekalet ücreti tayin ve takdir edilmesi gerekir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesi’nin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün, 30791 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği, bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından;
Bir kısım davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile 18. Hukuk Dairesi’nin 13.02.2014 gün ve 2014/138 E. – 2014/2225 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, bir kısım davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
1- Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanun’un 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanun’un 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden,
2-Kamulaştırma nedeniyle açılan bedel tespit ve tescil davaları tespit davası niteliğinde olduğundan davada kendisini vekille temsil ettiren davacı idare ve davalılar yararına maktu vekalet ücreti tayin ve takdir edilmesi gerekir, ise de;
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesi’nin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinden,
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;
1-(1) numaralı bendinin son kısmında yer alan tespit edilen toplam; 45739,20 TL kamulaştırma bedeline dava tarihi olan 27/03/2006 tarihinden 4 ay sonrası olan 28/07/2006 tarihinden bozma öncesi verilen karar tarihi olan 16/06/2008 tarihine kadar ve bozma sonrası tespit edilen fark kamulaştırma bedeli olan 22332,72 TL kamulaştırma bedeline 16/06/2008 tarihinden karar tarihi olan 28/05/2013 tarihine kadar yasal faiz yürütülerek davacıdan alınarak hisseleri oranında hak sahiplerine ödenmesine, ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “dava tarihi olan 27.03.2006 tarihinden itibaren 4 ay sonrası olan 28.07.2006.tarihinde başlamak üzere 23.406,48 TL için mahkemenin ilk karar tarihi, 22.332,72 TL fark bedel için ikinci karar tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına ibaresinin eklenmesine
2-Vekalet ücretine ilişkin 4. bendinin hükümden çıkartılmasına,
3-Ayrı bir bent eklenerek ( kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T göre 1.320,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı idareden alınarak adı geçen davalılara ödenmesine )cümlesinin yazılmasına,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalı …’dan peşin alınan karar düzeltme ve peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, 09/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.