YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/14257
KARAR NO : 2022/11191
KARAR TARİHİ : 15.06.2022
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda: Asıl dosya yönünden davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, birleştirilen dosya yönünden ise davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Asıl ve birleştirilen dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma kararına uyularak asıl davanın husumet yokluğundan reddine, birleştirilen davanın ise kısmen kabulü ile toplam 2.935.519,61-TL tazminat bedelinin faizi ile davalı Hazine’den alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalı Hazine vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1959 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında 131 parsel sayılı 9.220 m² yüzölçümlü taşınmazın tapu kaydı uygulanarak tarla niteliği ile 17/20 payının …, 3/20 payının … adına tespit ve tescil edildiği, 19.10.1994 tarihinde orman sınırları içersinde kaldığına dair şerh konulduğu, Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/204 E. – 2014/138 K. sayılı kararıyla 131 parsel sayılı taşınmazın orman tahdidi içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 22.05.2015 tarihinde kesinleştiği, asıl tazminat davasının tapu maliki … mirasçıları tarafından 17.12.2015 tarihinde, birleşen tazminat davasının 21.01.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arsa niteliğindeki … parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırılması yapılarak değer biçilmek suretiyle tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu nedenle davalı Hazine vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. Şöyle ki;
Dava konusu taşınmaza 22/05/2015 tarihi esas alınarak değer biçildiğinden, bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken faiz başlangıç tarihinin dava tarihi ve ıslah tarihi olarak belirlenmesi,
Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (B-2) nolu bendinin çıkarılarak yerine (2.935.519,61 TL’nin, 22/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazine’den alınarak davacılara hisseleri oranında verilmesine,) bendinin yazılmasına,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 15/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.