Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2021/1172 E. 2021/10606 K. 29.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1172
KARAR NO : 2021/10606
KARAR TARİHİ : 29.09.2021

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi’nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/495 E. – 2018/586 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesinin esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra, İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/495 Esas – 2018/586 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
Arsa niteliğindeki İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu nedenle davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalı vekilinin temyizine gelince;
1-) Üçer aylık vadeli mevduat hesabında nemalandırılmasına karar verilen fark bedel davalıya karar tarihi itibariyle ödenemeyeceğinden, işletilecek yasal faizin bitiş tarihinin kararın kesinleşme tarihi olması gerektiği düşünülmeden, tespit edilen kamulaştırma bedelinin tamamına karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi,
2-) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;
a-) (6) numaralı bendindeki (karar tarihi olan 27.12.2018) ibaresinin çıkartılmasına, yerine (kesinleşme) kelimesinin yazılmasına,
b-) Vekalet ücretine ilişkin (12) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılmasına,
Hükmün böylece HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE, davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 29/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.