YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/10903
KARAR NO : 2022/9370
KARAR TARİHİ : 26.05.2022
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava ve birleştirilen dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nce esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, … parsel sayılı taşınmazların 1965 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tapu kayıtlarına dayanılarak davacıların mirasbırakanları adına hisseli olarak tespit edildiği, Kayseri Kadastro Mahkemesi’nin 1972/111 Esas, 2013/8 Karar sayılı kararı ile Hazine dışındaki dava ve müdahalelerin reddi ile taşınmazların tespitlerinin iptali ile ham toprak vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 05/12/2017 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 15/04/2019 tarihinde, birleştirilen davanın 18/01/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen Kayseri Kadastro Mahkemesi’nin 1972/111 Esas, 2013/8 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazların dayanak tapu kayıtları kapsamında olmadığı tespit edildiği gibi davacılar adına kadastro çalışması ile oluşan geçerli bir tapu kaydı da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, davacıların, tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan ve TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini gereken bir zararından bahsetmek mümkün olmadığından davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Asıl ve birleştirilen davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK’nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 26/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.