Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2021/10134 E. 2022/7776 K. 28.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/10134
KARAR NO : 2022/7776
KARAR TARİHİ : 28.04.2022

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi davalı idare vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı; davalı idare vekilince yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi’nce esastan reddine dair verilen karar, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi’nin istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/579 E. – 2019/341 K. sayılı kararının incelenmesinde,
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, Halkalı Mahallesi, 165 parsel sayılı taşınmazın Mülga Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü’nce 04.05.1979 tarih ve 575/1138 sayılı İmar İskan Bakanlığı oluru ile kamulaştırılmasına karar verildiği, takdir edilen kamulaştırma bedelinin … Şubesi’ne bloke edildiği; ancak dosya kapsamında tebliğe ve ödemeye ilişkin bir belge bulunmadığı, Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1983/539 E. – 1984/214 K. sayılı ilamı ile 165 parsel sayılı taşınmazın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun mülga 17. maddesi uyarınca Mülga Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü adına tesciline karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla; 21/12/2019 tarihinde kabul edilerek 24/12/2019 gün, 30988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 6. ve 7. maddesi ve 09/06/2021 tarihinde kabul edilerek 19/06/2021 gün, 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun’un 20. ve 27. maddeleri ile 2942 sayılı Yasaya eklenen Ek-3, Geçici 15. ve 17. maddeleri ile;
Ek madde 3 ile “Mülga 31/8/1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlâk Kanunu’nun 16 ve 17. maddeleri ile bu Kanun’un mülga 16 ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılacak her türlü davada değer; taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerleme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan bedel hak sahibine ödenir. (Ek cümle: 9/6/2021 – 7327/20 md.) Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır.”
Geçici 15. maddesi ile “Mülga 6830 sayılı Kanun’un 16 ve 17. maddeleri ile bu Kanun’un mülga 16 ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılmış ve devam eden davalar, ek-3. madde hükmü uygulanarak sonuçlandırılır.”
Geçici 17. maddesi ile “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla bu Kanun’un ek-3. maddesine eklenen cümle, bu cümleyi ihdas eden Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte kanun yolu incelemesindekiler dâhil görülmekte olan davalarda da uygulanır.”
Hükümleri getirilmiştir.
Bu durumda yukarıda açıklanan yasa hükümlerine uygun rapor almak suretiyle sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden,
Davalı idare vekilinin temyiz itirafları yerinde olduğundan, bozmanın niteliğine göre sair hususlar incelenmeksizin Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/579 E. – 2019/341 K. sayılı mahkeme İmarının HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE, davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 28/04/2022 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara ilişkin davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi’nce esastan reddine dair verilen kararın kaldırılmasından sonra ilk derece mahkemesi kararının Daire’nin çoğunluk görüşü doğrultusunda 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek-Madde 3 gereğinin yerine getirilmesi yönünden bozulmasına karar verilmiş ise de, bu görüşe katılmamaktayım. Şöyle ki;
Dairenin yerleşmiş uygulamalarına göre 6450 Sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önce 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’na göre yapılan kamulaştırmalarda malikin kamulaştırma tebliğinden veya ferağdan itibaren 30 günlük süre içerisinde bedele karşı dava açabilmesi mümkün iken (AYM’nin E. 2002/112, K. 2003/3-KT 10/04-2003) (AYM 2019/3667 E. 10.06.2015 tarihli kararlarında) kesinleşmiş kamulaştırma işleminde hak düşürücü sürelerin geçmesiyle malikin her türlü dava açma hakkının engellenmesi ve taşınmazın hiçbir karşılık ödenmeden idareye geçmesi mülkiyeti hakkının sınırlarını aşan, hakkın özünü zedeleyen ve Anayasa’nın 35. maddesinin ihlali niteliğinde bir durum olduğunun kabulü ile bankaya bloke edilen ihtilafsız kamulaştırma bedelinin ödenmesi yönünden açılan davalarda da kamulaştırmasız el atma olgusunun kabul edildiği gözetildiğinde 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 gün 30988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 6. ve 7. maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 gün 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun’un 20 ve 27. maddeleri ile 2942 sayılı Yasa’ya eklenen Ek-3 ve Geçici 15. maddeleri ile getirilen düzenlemenin;
Mülga 31.08.1956 tarihli 6830 sayılı İstimlâk Kanunu’nun 16 ve 17. maddeleri ile 2942 sayılı Kanun’un Mülga 16 ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların, eski malikleri tarafından; idareler aleyhine kamu bankalarına bloke edilen ancak kendilerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedellerinin ödenmesi talebi ile açacakları davalarda uygulanması gereken hesaplama yöntemine ilişkin olduğunu kabulü gerekir.
Aynı maddenin sonuna 09.06.2021 tarih ve 7327 sayılı Yasanın 20. maddesi ile getirilen ek cümle de “Bu hüküm” sözcükleri ile başlamakta olup ilk fıkrasına atıfta bulunarak kamu bankalarına bloke edilen ancak malike ödenmeyen ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğu açıktır.
Bu durumda sözü edilen ek maddenin 16 ve 17. maddelere istinaden tescil edilen taşınmazlara ait ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğunda şüphe yoktur. Bundan ayrı malike yapılan tebliğatın usulsüz olması gibi malikten kaynaklanmayan ve malike kusur izafe edilmesi de mümkün olmayan sebeplerle malikin kamulaştırma işlemlerinden haberdar olmaması mümkündür. (Eldeki davada olduğu gibi). Usulsüz tebligatlar geçerli kabul edilerek Kamulaştırma Kanunu’nun 16. ve 17. maddeleri uyarınca taşınmazın idare adına tescil edilmesi yolsuz tescil niteliğindedir ve malik her her zaman tapu kaydının iptali ile adına tescil isteme hakkına sahiptir. Kaldı ki eldeki dosyada Kamulaştırma Kanunu’nun 17. maddesine dayalı tescil dosyası getirtilmemiş ve kararın usul ve yasaya uygun olarak kesinleştiği saptanmamış olup bu hususun araştırılması gerekir.
Bu durumda idare adına Kamulaştırma Kanunu’nun 17. md. tescil edilen taşınmazla ilgili olarak açılan ve ihtilafsız kamulaştırma bedelinin tahsiline ilişkin olmayan, kaldı ki Kamulaştırma Kanunu’nun 17. Maddesine dayalı tescil kararının usul ve yasaya uygun şekilde kesinleştiği tespit edilmeden Kamulaştırma Kanunu’nun eklenen Ek-3 maddenin uygulanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.