YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/8713
KARAR NO : 2021/9459
KARAR TARİHİ : 24.06.2021
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu sicilinin tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, tapu sicilinin tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkindir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı banka ile dava dışı … Tavuk Mad. Tic. ve San. Ltd. Şti. arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden verilen kredi ve sair borçlara teminat teşkil etmek üzere firmanın sahibi … adına kayıtlı 517 ada 6 sayılı parselin de içinde bulunduğu 3 adet taşınmaz üzerine ipotek tesis edilmesine karar verildiği, sözkonusu sözleşme uyarınca tapuda resmi şekilde ipotek sözleşmesi imzalandığı buna rağmen 517 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına ipotek tesisinin yapılmadığı,…Asliye Ceza Mahkemesinin 2010-71 Esas, 2010-114 Karar sayılı ilamı ile ilgili tapu memurunun 5237 Sayılı TCK’nın 257-1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 03.12.2010 tarihinde kesinleştiği;…Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali ve tescil ve ferağdan men davasının mahkemenin 2009-184 Esas ve 2010-31 Karar sayılı ilamı ile reddedildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, eldeki davanın 02.07.2012 tarihinde açıldığı, mahkemece; taşınmaz rehninde belirlilik ilkesi gereği gerek teminat altına alınan alacak miktarının gerekse teminat teşkil edecek taşınmazın belirli olması gerektiği, kural olarak teminat altına alınmak istenen alacağın hukuki sebebinin hem anapara ipoteği hem de üst sınır ipoteğinde rehin sözleşmesinde gösterilmesinin alacakta belirlilik ilkesi açısından
zorunlu unsur olmadığı ancak olayda da mevcut olan üst sınır ipoteğinin kurulmasında borcun doğumuna yol açacak veya borcun doğmasının ihtimal dahilinde olduğunu gösteren bir temel ilişkinin varlığının ipotek kaydından anlaşılmasının aranması gerektiği ve borçlunun doğmuş ve doğacak bütün borçlarının ipotekle güvence altına alınması mümkün olmadığı, ekonomik özgürlüğün önemli ölçüde sınırlanıyor olması nedeniyle bu tür taahhütlerin, kişilik haklarına aykırılık nedeniyle geçerli kabul edilmemesi gerektiği, olayda dava konusu taşınmazın teminat teşkil edeceğinin kararlaştırıldığı borcun ve kaynaklarının soyut ve sınırsız nitelikte olduğu gerekçesi ile davanın reddine davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın davacı banka vekilince temyiz edilmesi üzerine 20. Hukuk Dairesinin 2015-6341 Esas ve 2017-2930 sayılı ilamı ile ;mahkemece davacı bankanın bu davayı açmak için kesin zararının varlığının oluşup oluşmadığının, icra dosyalarında davacı bankanın alacağını başka türlü elde etme imkanı olup olmadığının, borçlular hakkında aciz vesikası düzenlenip düzenlenmediği belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda … 17.İcra Müdürlüğünün 2007/8396 Esas sayılı dosyasının üzerinden yapılan takiptealacaklının Vakıfbank T.A.O, borçluların … Gıda San.Tic. Ltd.Şti,… … Hayvan Tic. Ltd.Şti, …Et Ltd. Şti ve diğer bir kısım borçluların olduğu, toplam 309.565,99-TL alacağın tahsili istemi ile 14.09.2007 tarihinde ilamsız icra yolu ile takibe geçildiği, icra dosyasında aciz vesikasının düzenlenmediği, borçlulardan bir kısmının araçları üzerine haciz şerhi işlendiği ancak araçların satış işlemlerine yönelik olarak işlem yapılmadığı, … 17.İcra Müdürlüğünün 2007/138 Esas (Yeni Esas: 2016/20659) sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının Vakıfbank T.A.O, borçlunun … olduğu, toplam 326.200,00-TL alacağın tahsili istemi ile 10.01.2007 tarihinde ilamsız icra yolu ile takibe geçildiği, İcra Müdürlüğü’nden gelen yazı cevabında dosya aslı olmadığından aciz vesikası verilip verilmediğinin bildirilemediği, dosya aslının eldeki dosya içinde olduğu ve aciz vesikası bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere,kararın dayandığı gerekçelere göre, bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 24/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.