YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/8652
KARAR NO : 2021/9217
KARAR TARİHİ : 22.06.2021
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı oluşması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.’nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin dava ve birleştirilen davalardan dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın asıl davanın tamamen, birleştirilen davanın ise kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davalı Hazine vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava ve birleştirilen dava, tapu kaydının hatalı oluşması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.’nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak, asıl davanın tamamen, birleştirilen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.
Yapılan incelemede; 07.01.1976 tarihinde tapulama çalışmaları sonucu 12250 m2 yüzölçümlü olarak tapuya tescil edilen dava konusu taşınmazı, davacının 12.12.2007’de satın aldığı, daha sonra taşınmazın zeminde kullanılan yüzölçümü ile tapudaki yüzölçümünün farklı olduğunun anlaşılması üzerine davacının 07.06.2011 tarihinde … Kadastro Müdürlüğü’ne başvurduğu, Kadastro Müdürlüğünce yapılan çalışma neticesinde düzenlenen 16.01.2012 tarihli İnceleme Raporunda dava konusu taşınmazın gerçek yüzölçümünün 7250 m2 olarak belirlendiği ve bu hatanın kadastro çalışmaları sırasında yüzölçüm hesabı yapılırken, planimetre okumaları arasındaki farkın hatalı hesaplanmasından kaynaklandığı tespit edilerek, dava konusu taşınmazın yüzölçümünün 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca 7250 m2 olarak düzeltilmesine karar verildiği, düzeltmenin 04.05.2015 tarihinde kesinleştiği, davacının da eksilen 5000 m2’nin bedelinin tahsili için iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak, birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK.’nun 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Hal böyle olunca, devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan bir zararın oluştuğu ve kadastro işleminden kaynaklanan bu sorumluluğun da TMK.’nun 1007. maddesi kapsamında tazmini gerektiği muhakkaktır. (HGK.’nun 16.06.2010 gün ve 2010/4-349-2010/318 sayılı kararı)
Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, tapu kaydının düzeltilmesi nedeniyle, TMK’nın 1007. maddesi gereğince açılan davada, davacının zararının oluştuğunun kabulü ile sulu arazi niteliğindeki … İli, … İlçesi, … Köyü 253 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve bedelin davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, 22.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.