Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2020/8559 E. 2022/612 K. 20.01.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/8559
KARAR NO : 2022/612
KARAR TARİHİ : 20.01.2022

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki çekişmeli taşınmazın kesinleşen kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Karacabey 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/161 E. – 2017/444 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, çekişmeli taşınmazın kesinleşen kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı Hazine vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra, Karacabey 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/161 Esas – 2017/444 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; dava konusu Bursa İli, Karacabey İlçesi, Boğazköy Köyü 938 parsel sayılı taşınmazın Hazine tarafından açılan dava sonucunda Karacabey 2. Asliye Mahkemesi’nin 2014/344 E. – 2015/94 K. sayılı ilamı ile kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan tamamının tapusunun iptali ile tescil harici bırakılmasına karar verildiği, kararın taraflarca temyiz edilmeyerek 22.02.2016 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 22.04.2016 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin TMK’nın 1007. maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin yazılmasına,
Hükmün böylece HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE, 20/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.