Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2020/8017 E. 2022/267 K. 18.01.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/8017
KARAR NO : 2022/267
KARAR TARİHİ : 18.01.2022

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nun 1007. maddesi uyarınca davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce 2017/32 E. – 2017/387 sayılı kararının Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince esastan reddine ilişkin olarak verilen hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; dava konusu Kocaeli ili Gebze ilçesi Güzeller mahallesi 309 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 1971 yılında yaplan kadastro çalışmalarında dava dışı şahıslar adına tespit edildiği,davacının ise dava konusu taşınmaza 24.08.1993 yılında alım yolu ile malik olduğu, yapılan şuyulandırma sonrası taşınmazın 2873 ada 1 parsel 1.963,00 m² yüzölçümlü olarak davacı adına tescil edildiği, Orman Genel Müdürlüğü tarafından Gebze 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/112 Esas – 1995/524 Karar sayılı dosyası ile açılan davada taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile hazine adına tescil edildiği ve bu kararın 20.05.1996 tarihinde kesinleştiği , eldeki davanın ise 19.08.2016 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığı anlaşıldığından, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine ilişkin ilk derece mahkemesince verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK’nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 18/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.