Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2020/7501 E. 2021/7439 K. 24.05.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/7501
KARAR NO : 2021/7439
KARAR TARİHİ : 24.05.2021

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf isteminin davalı yönünden esastan reddine, davacı yönünden kısmen kabulü ile HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine dair yukarıda gün ve sayıları yazılı kararının Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince davalı vekili yönünden esastan reddine, davacı idare vekili yönünden ise kısmen kabulü ile HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yapılan incelemede; taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun davacı idare vekili yönünden kabulü ile Mustafakemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/498 Esas- 2018/1630 Karar sayılı kararı ortadan kaldırılarak, arazi niteliğindeki Bursa İli, … İlçesi, … Mahallesi 887, 904, 906, 907 ve 910 parsel sayılı taşınmazların zeminine, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-f maddesi uyarınca yan ürün gelirleri ortalama üretim masrafından düşülmesi nedeniyle buğday samanı münavebeye dahil edilmeyerek olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değer tespit edildiği anlaşılmıştır.
Arazi niteliğindeki Bursa İli, … İlçesi, … Mahallesi 887, 904, 906, 907 ve 910 parsel sayılı taşınmazlara 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-f maddesi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibari ile bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1- Bilirkişi raporunda münavebe ürünü olarak alınan (sulu şartlarda) buğday, salçalık domates, dane mısır ve salçalık biberin dekar başına verim miktarlarının İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü değerlendirme tarihi olan 2017 yılı dekar başına üretim masrafları ile hasat dönemindeki ortalama toptan kg. satış fiyatlarının da ilgili resmi kuruluşlardan yeniden sorulup, veri listesi esas alınmak suretiyle değerlendirme yapılması gerekirken, tereddüte düşürecek şekilde 13.11.2017 tarihli Mustafakemalpaşa İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü yazı ekindeki veri listesinde yazan “Yan ürün gelirleri ortalama üretim masrafından düşülmüştür” ibaresinden dolayı buğday samanı münavebeye dahil edilmemek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi,
Doğru olmadığı gibi;
2- Anayasa Mahkemesinin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanunla Değişik Kamulaştırma Kanunun 10/8. fıkrasının dördüncü cümlesi; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, 24/05/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.