YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/7324
KARAR NO : 2021/5183
KARAR TARİHİ : 08.04.2021
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Taraf vekillerinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin olduğundan yerinde değildir. Ancak;
1-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi, doğru olmadığı gibi,
2-Anayasa Mahkemesi’nin 27.11.2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10/8. fıkrasının dördüncü cümlesi ‘idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hakim tarafından tespit edilen bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere’ bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan ‘idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine’ ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak bozma öncesi tespit edilen bedele dava tarihinden 4 ay sonrasından ilk karar tarihine, bozma sonrası fark bedele ise dava tarihinden 4 ay sonrasından başlayarak Dairemiz karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi ve derhal ödenmesi gerektiğinden,
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;
a)3 üncü ve 4 üncü ve paragrafında yazılı (Kamulaştırma bedelinin 154.747,00-TL’lik kısmı ilk karar ile ödendiği anlaşılmakla kalan 35.112,99-TL’ye davanın açıldığı tarih olan 23/01/2015 tarihinden 4 ay sonrası olan 24/05/2015 tarihinden paranın bankaya depo edildiği 06/03/2020 tarihine kadar işlemiş faizinin davacı idareden alınarak davalıya verilmesine, Kıymet takdir raporu ile belirlenen miktar dışında kalan ve bankaya depo edilen 35.112,99-TL’nin kararın kesinleşmesinden sonra nemaları ile birlikte davalıya ödenmesine,) cümlelerinin çıkartılmasına, yerine (Bozma öncesi tespit edilen toplam 154.747,00-TL’ye 24.05.2015 tarihinden ilk karar tarihi olan 09.11.2015 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine, ödenmemiş ise bedelin davalıya ödenmesine, bozma sonrası fark 35.112,99-TL’ye 24.05.2015 tarihinden Dairemiz karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine ve derhal davalıya ödenmesine, mükerrer ödemeye sebebiyet verilmemesi için davacı idarece daha önce yapılmış ödemelerin dikkate alınmasına,) cümlelerinin yazılmasına,
b)Davacı idara lehine vekalet ücretine ilişkin 9 uncu paragrafında yazılı (Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davalıya verilmesine,) cümlesinin çıkartılmasına,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 08/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.