YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/712
KARAR NO : 2021/6468
KARAR TARİHİ : 28.04.2021
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı idare ile bir kısım davalılar vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin 6. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Trabzon 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/503 E. – 2019/81 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı idare ile davalı … vd. vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulü ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı idare ile bir kısım davalılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı idare ile … vd. vekilince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince verilen istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra Trabzon 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/503 Esas, 2019/81 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arsa niteliğindeki Trabzon İli, Ortahisar İlçesi, … Mahallesi 2365 ada 110 parsel sayılı taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak; üzerindeki yapıya aynı kanunun 11/1-h maddesi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1- Dava konusu taşınmaz üzerindeki yapının değeri tespit edilirken, değerlendirme yılına ait Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı Yaklaşık Birim Maliyet Fiyatları uygulanması ile yetinilmesi gerekirken, yapı sınıfına ait değerlendirme yılındaki m² bedeline ayrıca endeks ilavesi suretiyle fazla bedele hükmedilmesi,
2- Mahkemece verilen 19.01.2017 tarih ve 2015/1290 Esas, 2017/49 Karar sayılı karar hakkında davalılardan … ve Huriye Uzun’un istinaf başvurusunda bulunulmadığı, bu kararda dava konusu taşınmazın metrekare birim fiyatı 1.750 TL/m2 olarak belirlendiği gibi, dava konusu taşınmazın üzerindeki yapılardan adı geçen davalılara ait olan ve hükme esas alınan raporda 4. yapı olarak belirtilen yapının 93,96 metrekare alanlı olduğundan bahisle hüküm kurulduğu ve bu hususların davacı idare yönünden usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilmeden, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin gönderme kararı üzerine … ve Huriye Uzun yönünden fazla bedele hükmedilmesi,
3-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmadığı gibi,
4- Anayasa Mahkemesinin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanunla Değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8. fıkrasının dördüncü cümlesi; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hakim tarafından tespit edilen bede, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak, 3’er aylık vadeli hesaba yatırılarak davalı tarafa ödenmeyen fark bedele dava tarihinden 4 ay sonrasında başlayarak ödeme tarihine kadar faiz işletilmesi ve derhal ödenmesi gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı idare vekili ile bir kısım davalılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 28/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.