YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4711
KARAR NO : 2021/8257
KARAR TARİHİ : 03.06.2021
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İlk Derece Mahkemesince (… 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/597 Esas–2018/686 Karar) davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun … Bölge Adliye Mahkemesinin 8. Hukuk Dairesince HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçelerle istenilmiş; davalı vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 03/06/2021 günü temyiz eden davalı vekilinin yüzüne karşı; usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden temyiz eden davacı idare vekilinin yokluğunda duruşmaya başlanarak davalı vekilinin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/597 Esas, 2018/686 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
Arazi niteliğindeki … İli, … İlçesi, …Mahallesi 2 ada 94 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu nedenle davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalı vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede ise;
1-Üçer aylık vadeli mevduatta nemalandırılmasına karar verilmiş olan fark bedel davalılara karar tarihi itibariyle ödenemeyeceğinden, yasal faizin bitiş tarihinin kararın kesinleşme tarihi olması gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde faiz işletilmesi doğru olmadığı gibi,
2-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinden,
a-Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3 numaralı bendinde bulunan (20.07.2018) ibaresinin çıkarılarak yerine (kararın kesinleşme) ibaresinin yazılmasına,
b-Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının vekalet ücretine ilişkin (10) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılmasına,
Hükmün böylece HMK’nun 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, temyiz eden davalı yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 3.050,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 03/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.