YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2788
KARAR NO : 2021/5395
KARAR TARİHİ : 13.04.2021
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı idare ve davalı … vekillerince verilen dilekçelerle istenilmiş; davalı … vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 13/04/2021 günü temyiz eden davacı idare ve davalı … vekillerinin yüzlerine karşı; usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediklerinden diğer davalıların yokluklarında duruşmaya başlanarak, sözlü açıklamalar da dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar davacı idare ile bir kısım davalılar vekillerince vekillerince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak zeminine değer biçilmesi doğru olduğu gibi üzerindeki fındık ağaçlarına ise kapama fındık net gelirine göre belirlenen bedelden mutad münavebe ürünlerine göre belirlenen bedel indirilmek suretiyle değer tespit edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir
Bu nedenle taraf vekilerinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;
1)Bozma öncesi verilen karar davalılardan sadece … vekilince temyiz edildiği ve bozma öncesi bedel diğer davalılar hakkında kesinleştiği halde, davacı idare lehine oluşan usuli kazanilmiş hak ihlal edilmek suretiyle fazla bedel tespiti,
Doğru olmadığı gibi;
2)Anayasa Mahkemesinin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanunla Değişik Kamulaştırma Kanunun 10/8. fıkrasının dördüncü cümlesi; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması,
3)Avrupa İnsan Haklari Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi,
Gerektiğinden;
Davacı ile davalı … vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı …’dan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, temyiz eden davalı idare yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 3.050,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 13/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.