Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2020/10956 E. 2021/6364 K. 26.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/10956
KARAR NO : 2021/6364
KARAR TARİHİ : 26.04.2021

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 39. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Körfez 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/157 E. – 2018/448 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra Körfez 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/157 Esas, 2018/448 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arazi niteliğindeki Körfez İlçesi, Sevindikli Köyü, 2159 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin davacı idarenin kıymet takdir komisyonu raporunda belirlenen kısmının hükmün kesinleşmesi beklenmeden, kalan kısmının ise Kamulaştırma Kanununun 7139 sayılı Kanun ile değişik 10. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmek üzere bloke edilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu nedenle davacı idarenin temyiz istemi yerinde değildir.
Davalı vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede ise;
1-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararı göz önüne alınmaksızın davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
2-3’er aylık vadeli mevduatta nemalandırılmasına karar verilen fark bedel davalılara karar tarihi itibariyle ödenemeyeceğinden, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10/9. fıkrası uyarınca işletilecek yasal faizin bitiş tarihinin kararın kesinleşme tarihi olması gerektiği düşünülmeden tespit edilen kamulaştırma bedelinin tamamına karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi,
Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;
a)4. bendinden (Kamulaştırma bedelini) kelimelerinin çıkarılmasına, yerine (Davalılara ödenmesine karar verilen 167.774,20 TL’ye) kelimelerinin yazılmasına,
b)5. bendinin devamına (13.547,58 TL’lik kısma 30.01.2018 tarihinden karar kesinleşinceye kadar yasal faiz uygulanmasına) kelimelerinin yazılmasına,
c)Davacı idare lehine vekalet ücreti hükmedilmesine ilişkin 8. bendinin çıkartılmasına,
Hükmün böylece HMK’nun 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 26/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.