YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/10796
KARAR NO : 2021/10197
KARAR TARİHİ : 23.09.2021
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı idare ile davalı … vd. vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Mahkemece bozma kararına uyularak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare ve davalılar … vd vekillerince temyiz edilmiştir.
Her ne kadar, mahkemece bozma kararına uyulmuş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;
1- Dairemiz ikinci bozma ilamında dava konusu taşınmazın fıstıklı olan kısmı ile ilgili keşifte görev alan bilirkişi kurulundan bozma gereklerine göre ek rapor, bu heyetten ek rapor alınamaması halinde ise Kamulaştırma Kanunu 15. maddesine uygun oluşturulacak yeni bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak Dairemiz ilk bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi raporu alınması gerektiği belirtildiği halde usulüne uygun olmayacak şekilde tek bilirkişiden ek raporlar alındığı gibi akabinde yerinde olmayan gerekçelerle mahkemece resen değerlendirme yapılarak bedel tespiti,
2- Dairemiz bozma ilamlarında dava konusu taşınmazın karışık meyve bahçesi olan kısmına dair değerlendirme yapılmadığı halde bozma dışına çıkılarak bu kısımla ilgili yeniden bedel hesaplaması yapılarak aza hükmedilmesi,
3- Dairemiz bozma ilamında %6 olan kapitalizasyon faizi bozmaya konu edilmediği dikkate alındığında bu hususun davacı idare lehine kazanılmış hak oluşturacağı gözetilmeden, bozma sonrası belirlenen yıllık net gelire %5 oranında kapitalizasyon faizi uygulanmak suretiyle bedel tespiti,
4- Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan taş duvar bedeline hükmedilmemesi,
5- Davalı taraf ilk kararla ikinci karar arasındaki fark 56.917,56 TL bedelin davacı idareye iade ettiğini iddia ettiğinden bu husus davacı idareden ve bankadan araştırılarak gelecek yazı cevaplarına göre bloke ara kararı ve hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmediği gibi,
6- Anayasa Mahkemesinin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas – 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanunla Değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8. fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinden,
Davacı idare ve davalılar … vd. vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı … vd. peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 23/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YG