Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2019/9445 E. 2020/118 K. 13.01.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/9445
KARAR NO : 2020/118
KARAR TARİHİ : 13.01.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki Kamulaştırma Kanununun 17.maddesi uyarınca kamulaştırmaya konu enerji nakil hattı irtifak alanının tapuya tesis ve idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davalılardan … vd. vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, Kamulaştırma Kanununun 17.maddesi uyarınca kamulaştırmaya konu enerji nakil hattı irtifak alanının tapuya tesis ve idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılardan … vd. vekilince temyiz edilmiştir.
Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmü yer almaktadır. Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 30. maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir.”
denildiği, Tebligat Kanunu’nun 23. maddesinin 7.bendinde ”21 inci maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara mütaallik muamelenin yapıldığını, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebin,” tebligat mazbatasına yazılmasının emredildiği, Tebligat Yönetmeliği’nin 35. maddesinin (f) bendinde ise; ”30 uncu ve 31 inci maddelerdeki durumların gerçekleşmesi halinde bu hususlarla ilgili hangi işlemlerin yapıldığı, adreste bulunmama ve kaçınma için gösterilen sebebin,” tebligat mazbatasına yazılacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinde, taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin olarak yapılan noter tebligatlarının Tebligat Kanunu’nun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği’nin 30. ve 35. maddeleri koşullarına göre usulüne uygun olmaksızın muhtara yapıldığı gibi bankada bloke edilen paranın da davalılara ödendiğine dair bilgi bulunamadığı anlaşılmakla geçersiz tepligatın geçerli hale gelmeside söz konusu olmadığından kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminden bahsedilemeyeceğinden, Kamulaştırma Kanununun 17. maddesi uyarınca açılan davanın temyiz eden davalı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalılardan … vd. vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 13/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.