Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2019/943 E. 2019/18897 K. 25.11.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/943
KARAR NO : 2019/18897
KARAR TARİHİ : 25.11.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın hak düşürücü süre yönünden reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak dava konusu … ilçesi … mahallesi 559 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
1- Kamulaştırma işlemi usulüne uygun tebligatla başlar.
Dava konusu taşınmazlardan 559 parsel kamulaştırması ile ilgili olarak muris…’e 12.01.1983 tarihinde yapılan tebligat ile aynı gün davacı …’e yapılan tebligat …. köyü adresine çıkarılmış olup adreste kimse bulunmadığından bahisle köy muhtarına başkaca açıklama içermeksizin tebliğ edildiğinden yapılan tebligat usulsüzdür.
Davacı … …’e ise 12.01.1983 tarihli tebligat ‘adreste birlikte… ….’ya’ tebliğ edilmiştir. Tebligat Kanunu 16. madde ile Tebligat Yönetmeliği 25. maddeye göre tebligat çıkartılan kimsenin adreste bulunmaması halinde aynı konutta sakin kimseye tebligatın yapılabilmesi için muhatabın adreste bulunmadığının şerh düşülmesi gerektiğinden adı geçene yapılan tebligat da geçersizdir.
Bu durumda 559 parsel bakımından usulüne uygun olarak yapılmış bir kamulaştırma işlemi bulunmadığı gözetilip işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi,
2- Dava konusu taşınmazlardan 540 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma işleminin tebliğine dair noter tebligatları dosya kapsamına alınmadan eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Davacı vekilinin 19.12.2012 tarihli celsede dava konusu taşınmazlardan 547 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki talebini atiye terk ettiğini beyan ettiği gözetildiğinde bu parsel yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi yerine davanın esastan reddine yönelik hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 25/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.