Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2019/12885 E. 2020/10516 K. 30.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/12885
KARAR NO : 2020/10516
KARAR TARİHİ : 30.11.2020

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine … Bölge Adliye Mahkemesinin 14. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte … (…) 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/351 E. – 2018/213 K. sayılı kararının Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/351-2018/213 E/K sayılı kararının incelenmesinde;
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arsa niteliğindeki … mahallesi … parsel sayılı taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak; üzerindeki yapılara aynı Kanunun 11/1-h maddesi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek, ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumu dikkate alınmak suretiyle değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Değerlendirme tarihi olan 2017 yılında, dava konusu taşınmazın emlak vergisine esas olan m² değerinin 168 TL olduğu halde vergi değerinden daha düşük olacak şekilde, gerekçesi açıklanmadan taşınmaza 140 TL/m² değer biçilmesi nedeniyle bilirkişi raporu inandırıcı olmadığı gibi; aynı kamulaştırma kapsamında … 1.
ASHM 2017/137 E ile kamulaştırılan eski …, yeni … parsel sayılı taşınmaz ile
… 1. ASHM 2017/143 E ile kamulaştırılan eski …, yeni … parsel sayılı taşınmazlara aynı değerlendirme yılı itibariyle 200 TL/m² değer biçilip Dairemiz denetiminden geçtiği gözetilerek, bu bedellerden ayrılma nedenleri de açıklanmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru olmadığı gibi,
2-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi,
3-Anayasa Mahkemesinin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas 2020/39 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7139 sayılı Kanunla Değişik 10. maddesinin 8. Fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması,
Gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 30/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.