Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2019/1282 E. 2019/16057 K. 10.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1282
KARAR NO : 2019/16057
KARAR TARİHİ : 10.10.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki Kamulaştırma Kanununun 22. maddesi uyarınca tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 08/10/2018 gün ve 2018/3591 Esas – 2018/16604 Karar sayılı ilama karşı davalı idare vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –
Kamulaştırma Kanununun 22. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkin davanın kabulüne dair mahkemece verilen karar, davalı idare vekilinin temyizi üzerine onanmış, bu karara karşı davalı idare vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere Yargıtay ilamında yazılı gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme istekleri HMK’nun 440. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirine uymadığından yerinde değildir. Ancak;
Davacının uğradığı zararın Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat endeksine göre belirlenmesi gerekirken; hükme esas alınan bilirkişi raporunda olduğu gibi denkleştirici adalet ilkesi uyarınca hesaplama yapılmak suretiyle tespit edilmesi halinde de davacının dava dilekçesinde talep ettiği istemin üzerinde kaldığı halde, bozma ilamında sehven istemin altında kaldığı şeklinde yazılmış olduğu, bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından,
Davalı idare vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 08.10.2018 günlü 2018/3591 E.- 2018/16604 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan değerlendirmede;
Dava, Kamulaştırma Kanunun 22. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Yapılan incelemede; dava konusu taşınmaza ilişkin kamulaştırma işlemlerinin tamamlanıp 19.01.1984′ te davalı idare adına tescil edildiği, daha sonra kendilerine tebligat yapılmadan üçüncü kişiye ihale ile satışı yapılarak 09.05.2012′ de üçüncü kişi adına tapuda tescil edildiği, bu nedenle uğranılan zararın tazmini istemi ile işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
4650 sayılı Yasa ile Değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun “Vazgeçme, İade ve Devir” kenar başlığını taşıyan ve 13.09. 2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Yasa ile değiştirilen 22. maddesinde “Kamulaştırmanın kesinleşmesinden sonra, taşınmaz malların kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmaması halinde, keyfiyet idarece mal sahibi veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulur. Bu duyurma üzerine mal sahibi veya mirasçıları kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte üç ay içinde ödeyerek taşınmaz malı geri alabilir. İade işleminin kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra bir yıl içinde gerçekleşmesi halinde kamulaştırma bedelinin faizi alınmaz. Bu madde hükümlerine göre taşınmaz malı geri almayı kabul etmeyen mal sahibi veya mirasçılarının 23. maddeye göre geri alma hakları da düşer. Bu madde hükümleri, kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olması halinde uygulanmaz.” hükmü yer almakta olup, söz konusu maddede kamulaştırılan taşınmaza ihtiyacı kalmayan idarenin, kamulaştırmadan sonraki davranışları düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 14.05.2015 tarih 2014/177E. 2015/49K. sayılı ve 11.06.2015 tarihinde yayınlanan kararı ile 6552 sayılı Yasanın 101. maddesi ile eklenen geçici 9. maddesinde yer alan 22. maddesinin 1, 2, 3. fıkra hükümleri iptal edildiği, böylece 11.09.2014 tarihinden önce açılan ve halen kesinleşmeyen davada Kamulaştırma Kanununun 22/3 maddesi ile getirilen 5 yıllık süre şartının uygulanma imkanı kalmamıştır.
Somut olaydaki uyuşmazlık, kamulaştırılan taşınmazın, kamu hizmetlerine tahsis edilme lüzumunun ortadan kalkması üzerine üçüncü şahıslara satılması nedeniyle davacının uğradığı zararın tazminine karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davalı idare, kamulaştırılan taşınmaz yönünden kamu yararı kararında belirtilen amacı gerçekleştirmediği gibi taşınmazı başka bir kamu yararı amacı doğrultusunda da kullanmayarak 3. kişiye ihale yoluyla satışını gerçekleştirmiştir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 22. maddesi uyarınca taşınmazın kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmaması halinde keyfiyetin idarece mal sahibine veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulmasına ilişkin yükümlülüğü yerine getirmeden taşınmazı özel kişilere devrederek davacının mülkiyet hakkına kamulaştırmanın dayandığı kamu yararı amacı bulunmadan müdahale edilerek Anayasanın 35. maddesindeki güvencelere aykırı olarak mülkiyet hakkını ihlal etmiştir.
Bu itibarla; zararın Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat endeksine göre belirlenmesi gerekirken gerek Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Fiyat Endeksine göre belirlenmesi halinde, gerekse hükme esas alınan bilirkişi raporunda olduğu gibi denkleştirici adalet ilkesi uyarınca hesaplama yapılmak suretiyle tespiti halinde de uğranılan gerçek zararın istemin üzerinde kaldığı anlaşıldığından, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Açıklanan nedenlerle dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istenildiğinde iadesine, aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına, temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 10/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.