Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2018/7409 E. 2018/23255 K. 04.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/7409
KARAR NO : 2018/23255
KARAR TARİHİ : 04.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının kısmen kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçelerle istenilmiş; davalı idare vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 26/09/2017 günü usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediklerinden taraf vekillerinin yokluklarında incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilip geri çevirme kararı üzerine gelen dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.

– K A R A R –

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisil istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Davalı idare vekilinin temyizine gelince;
Dosya içeriğinden; fen bilirkişisinin 30.12.2014 tarihli krokili raporunda dava konusu taşınmaz ile geldisi olan 793 parsele ilişkin davalı idarece yol olarak el atılmadığı, Karayollarınca 1957 yılında yapılan kamulaştırma ile 701 parsel olarak kamulaştırılan 625 m²’lik kısmın yola terk edildiği, yola terk edilen kısmın 793 ve daha sonra oluşan parsellerle ilgisi olmadığının belirtildiği, yine dava konusu taşınmazın geldisi olan 793 parselin kadastro tutanağında, 4/8 payın davacılar murisi …, 3/8 payın …, 1/8 payın … adına kayıtlı 1945, 1954 ve 1960 tarihli tapuların uygulanmasında yola terklerden sonra yapılan tevhid ve ifrazla 791 ve 793 parsellere ayrıldığı, 791 parselin davacıların murisi …’e, 793 parselin de … … ve … …’e kaldığı ve tespitinin bu şekilde yapılarak 17.03.1962 tarihinde de kesinleştiği anlaşılmıştır.
Buna göre gerek Kadastro Kanununun 12/3 maddesi gereğince el atma tarihi ve kadastro tutanağı birlikte değerlendirildiğinde davacıların dava açma hakkı bulunmadığından davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 04/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.