YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6591
KARAR NO : 2018/25210
KARAR TARİHİ : 18.12.2018
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki … İlçesi, … Mahallesi 807 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi olan 2013 yılında Arsa Metrakare Rayiç Bedeli Taktir Komisyonu tarafından re’sen belirlenen emlak vergisine esas olan m2 rayic değeri getirtilmeden ve dava konusu taşınmaz ile hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda somut emsal olarak değerlendirilen …. Mahallesi 3413 ada 10 parsel sayılı taşınmazın birbirlerine, hükümet konağı, adliye, belediye ve hastane gibi merkezi yerlerin aralarındaki mesafeler de gösterilmek suretiyle şehir planı üzerinde fen bilirkişisine işaretlettirilmek suretiyle denetime uygun bilirkişi kurulu raporu sunulmadığından, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve belediye, adliye, hükümet konağı, okul, hastane gibi yerlere olan
mesafesini de gösterir krokisi fen bilirkişisine işaretlettirilip, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2- Kabule göre de;
Dava konusu taşınmazda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. madde uygulaması yapıldığı ve yeni tapu kayıtlarının tescil edilmiş olduğu anlaşıldığından, oluşan yeni tapu kayıtları ilgili tapu müdürlüğünden, kadastro krokileri ilgili kadastro müdürlüğünden, 18. madde uygulamasına ilişkin tüm bilgi ve belgeler ise ilgili belediye başkanlığından temin edildikten sonra yeni tapu kayıtlarına göre davalıların maliklik durumları da dikkate alınıp, kamulaştırma krokisi yeni oluşan taşınmazlara uygulanıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği dikkate alınmaması,
Doğru olmadığı gibi;
3- 7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden,
Mahkeme kararının açıklanan nedenle davacı idare vekilinin vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 18/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.