Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2018/6126 E. 2018/20837 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6126
KARAR NO : 2018/20837
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca BOZULMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 24/01/2017 gün ve 2016/12404 Esas – 2017/509 Karar sayılı ilama karşı davalı idare vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine istemine ilişkin davanın reddine dair verilen hüküm taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuş, bu karara karşı davalı idare vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, Yargıtay ilamında yazılı gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme istekleri HUMK’nun 440.maddesinde yazılı nedenlerden hiç birisine uymadığından yerinde değildir. Ancak;
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; … adlı şahıs davacı olmadığı halde adı geçen yönünden işin esasına girilmesi gerektiğinden bahisle bozma yapılması doğru olmadığı gibi,
Davacılardan … adına çıkartılan kamulaştırma tebligatının 21.10.1986 tarihinde … imzasına tebliğ edildiği anlaşılmış olup, davacılardan …ile tebliğ alan … in yakınlık derecesi ve tebliğ tarihinde aynı konutta birlikte oturup oturmadıkları araştırılıp sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden bahisle bozma yapılması gerekirken, Dairemiz bozma ilamında … adına çıkartılan tebligatın … kardeşi … gidere 07.10.1986 tarihinde yapıldığının yazıldığı ve davalı idare tarafından 10.03.2016 tarihli dilekçe ile davacı … in; kamulaştırma tarihinden önce, 17.02.1971 tarih 1204 yevmiye ile 80/2240 oranında hissesini dava dışı … adlı şahsa sattığı iddia edildiğinden, dava konusu taşınmazın ilk tesis tarihinden itibaren tüm tapu kayıtları getirtilip, iddia edilen satış işleminin varlığı araştırılıp sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden bahisle de bozma yapılması gerektiği bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından;
Davalı idare vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 24.01.2017 gün ve 2016/12404 Esas- 2017/509 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden dava konusu taşınmazın 1164 sayılı Arsa Ofisi Kanununda belirtilen amaçların gerçekleştirilmesi için 01.02.1985 tarihinde Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünce kamulaştırılmasına karar verildiği, davacılar ve bir kısım davacı murislerine kamulaştırma işlemlerinin tebliğe çıkarıldığı, çekişmesiz bedelin ödenmediği, .. 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/56-339 sayılı kararlı ile Kamulaştırma Kanununun 17.maddesi uyarınca davacıların kök murisi İsmail Doğan’ın 560/2240 payının davalı idare adına tesciline karar verildiği, dava konusu taşınmaza davalı idarece fiilen de el atıldığı anlaşılmıştır,
Kamulaştırma Kanununun 25. maddesine göre kamulaştırma, mal sahibi için usulüne uygun olarak yapılan tebligatla başlar.
Kendisine usulüne uygun kamulaştırma tebligatı yapılmamış kişi açısından kamulaştırma işlemi başlamayacağından, bu kişilere ait taşınmaz yönünden Kamulaştırma Kanununun 17. maddesine istinaden daha önce tescil kararı verilmişse de dava açılmasına engel teşkil etmez. 13.03.2015 gün 29294 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 13.11.2014 gün 2013/95-2014/176 sayılı kararının 14.09.2015 günü yürürlüğe girmesi ile, 6487 sayılı Yasanın 22.maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen geçici 7.maddesinin iptal edildiği anlaşıldığından, bu maddenin uygulanması da mümkün değildir.
Bu durumda, bir kısım davacılar murisi …’a kamulaştırma işlemi usulüne uygun olarak (bizzat kendine 06.10.1986) şerhi ile tebliğ edildiği anlaşıldığından, adı geçen muris ya da mirasçıları tarafından da süresinde dava açılmadığından davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi sonuç itibariyle doğrudur. Ancak;
1- Bir kısım davacılar murisi …’in dosyada mevcut veraset ilamına göre 1978 yılında öldüğü ve ölü kişi adına 6.10.1986 tarihinde yapılan tebligatın geçersiz olduğu anlaşılmakla muris … mirasçıları yönünden işin esasına girilerek davanın kabulü yerine yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi,
2- Davacılardan … adlarına çıkartılan tebligatın (… kardeşi…’e) 07.10.1986 tarihinde tebliğ edildiği , ve bu tebligatın usulüne uygun olmadığı ileri sürüldüğünden sözkonusu tebligatın Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğünde yazılı usullere uygun olup olmadığı araştırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu davacı yönünden de eksik inceleme ile yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi,
3-Davacılardan … adına çıkartılan kamulaştırma tebligatının 21.10.1986 tarihinde … imzasına tebliğ edildiği anlaşılmış olup,
davacılardan …ile tebliğ alan … in yakınlık derecesi ve tebliğ tarihinde aynı konutta birlikte oturup oturmadıkları araştırılıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi,
4-Davalı idare tarafından 10.03.2016 tarihli dilekçe ile davacı … in; kamulaştırma tarihinden önce, 17.02.1971 tarih 1204 yevmiye ile 80/2240 oranında hissesini dava dışı … adlı şahsa sattığı iddia edildiğinden, dava konusu taşınmazın ilk tesis tarihinden itibaren tüm tapu kayıtları getirtilip, iddia edilen satış işleminin varlığı, araştırılıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan karar düzeltme harcının istenildiğinde iadesine, davalı ve davacıdan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve tarafların temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 15/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.