Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2018/5492 E. 2019/9529 K. 14.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5492
KARAR NO : 2019/9529
KARAR TARİHİ : 14.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Mahkemece kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasının kabulüne, ecrimisil talebinin ise reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki … mahallesi 156 ada 59 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu nedenle davalı idare vekilinin tüm davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. Şöyle ki;
Ecrimisil kötü niyetli şagilin ödemekle yükümlü olduğu tazminat miktarı olup, en azı kira geliri, en çoğu ise tam kâr mahrumiyetidir.
Ecrimisile hükmedilebilmesi için taşınmazın ecrimisil istenilen dönemde davalı tarafından kullanılması ve bu kullanımın kötü niyetli olması gerekli ve yeterlidir.
Davalı idarenin davacıya ait tapulu taşınmazı hiç bir hakka dayalı olmaksızın kullandığı dosya kapsamı ile sabit olduğuna göre, davacının ecrimisil talep etme hakkı bulunmaktadır.
Bu durumda arsa niteliğindeki taşınmazların getirebileceği ecrimisil miktarı hesaplanırken, dava konusu taşınmazın işgalden önce ne şekilde kullanıldığı, ayrıca civar taşınmazların ecrimisil istenilen dönemdeki kullanma biçimleri araştırılarak, bu kullanma şekillerine uygun kira sözleşmelerinin taraflardan ibrazı istenmeli, ayrıca bilirkişilerin re’sen bulacakları emsaller de dikkate alınmak suretiyle, taşınmazın ilk dönem getirebileceği ecrimisil miktarı bulunduktan sonra, takip eden dönemler için, ÜFE’deki artış oranları dikkate alınmak suretiyle alacak miktarı hesaplanmalıdır. Mahkemece bu hususlara dikkat edilmeden yazılı şekilde hazırlanan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalı idareden peşin alınan harçların istenildiğinde iadesine, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 14/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.