YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4853
KARAR NO : 2019/5047
KARAR TARİHİ : 20.03.2019
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin olduğundan yerinde değildir. Şöyle ki;
1-) Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu 104 ada 463 parsel sayılı kapama …… bahçesi niteliğindeki taşınmazın net gelir hesaplamasında, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3’ünden az olamayacağı gözetilerek yıllık 2.335 TL olarak esas alınması ve dava konusu taşınmazın metrekaresinin 93,40 TL olarak hesaplanması gerekirken, brüt gelirin 1/3’ünden oldukça düşük bir üretim masrafının alınması suretiyle fazla bedele hükmedilmesi,
2-) Mahkemece verilen ilk karar bozma ile ortadan kalktığından, dava konusu taşınmazlardan 104 ada 478 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hüküm altına alınan kamulaştırma bedeli yönünden yeniden hüküm kurulması gerekirken, bozma ilamı kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi,
3-) Bozma öncesi tespit edilen kamulaştırma bedeline 21/04/2014 tarihinden ilk karar tarihine kadar, bozma sonrası artan fark kamulaştırma bedeline ise 21/04/2014 tarihinden son karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerektiği halde, infazda tereddüt yaratacak şekilde karar tarihine kadar faize hükmedilmesi ve faize konu bedelin açık şekilde hükümde gösterilmemesi,
4-) Davanın niteliği gereği kendilerini vekil ile temsil ettiren her iki taraf lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken, bozma ilamı kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı idareden peşin alınan harçların istenildiğinde iadesine, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 20/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.