Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2018/2619 E. 2018/24387 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2619
KARAR NO : 2018/24387
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca DÜZELTİLEREK ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 27/09/2017 gün ve 2017/9093 Esas – 2017/20191 Karar sayılı ilama karşı davacı idare vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar dairemizce düzeltilerek onanmış; bu karara karşı, davacı idare vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre, davacı idare vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme istekleri HUMK’nun 440.maddesinde yazılı nedenlerden hiç birisine uymadığından yerinde değildir. Şöyle ki;
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda kıyasi emsal olarak incelenen taşınmazın satışı gerçek kişiler arasında yapılan bir satış olsa da; emsalin üzerindeki fabrika binası ile birlikte satıldığı, ticari amaçlı olan bu satışın emsal olarak değerlendirilmesi doğru olmadığı gibi, emsal taşınmazın 155,59 m2’lik kısmı satış tarihinden önce yola terk edildiğinden satış tarihinde imar parseli dava konusu taşınmazın ise değerlendirme tarihi itibariyle kadastro parseli olduğu gözetildiğinde taşınmazın tespit edilen metrekare birim fiyatından düzenleme ortaklık payı düşülmesi gerektiği,
Bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından, davacı idare vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne Dairemizin 27.09.2017 gün ve 2017/9053 Esas, 2017/20191 Karar sayılı düzeltilerek onama ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra, işin esasının incelenmesinde;
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. ve 18. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkidir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki … İli, … İlçesi, … Mahallesi, 229 ada 1 parsel sayılı taşınmazın zeminine emsal karşılaştırması yapılarak, üzerinde bulanan yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi yöntem itibariyle doğru olduğu gibi, ağaçlara maktuen değer biçilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1)Dava konusu taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu’nun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda kıyasi emsal olarak incelenen taşınmazın satışı gerçek kişiler arasında yapılan bir satış olsa da; emsalin üzerindeki fabrika binası ile birlikte satıldığı, gözetildiğinde ticari amaçlı olan bu satışın emsal olarak değerlendirilmesi doğru olmadığı gibi, emsal taşınmazın 155,59 m2’lik kısmı satış tarihinden önce yola terk edildiğinden satış tarihinde imar parseli olduğu, dava konusu taşınmaz ise değerlendirme tarihi itibariyle kadastro parseli olduğu halde, taşınmazın tespit edilen metrekare birim fiyatından düzenleme ortaklık payı düşülmeden hesap yapıldığından bilirkişi raporu inandırıcı görülmemiştir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği,
2)Dava konusu taşınmaz tek ve asıl dava ile birleşen davalar tek bir hukuki nedene dayalı olarak açıldığından, davalılar ve davacı idare lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, asıl dava ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru olmadığı gibi,
3-)7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı idare vekilinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcı ile karar düzeltme harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 11/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.