Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2018/13864 E. 2019/9392 K. 13.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/13864
KARAR NO : 2019/9392
KARAR TARİHİ : 13.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki … mahallesi 4107 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmazdan daha önce geçirilen irtifakın taşınmazda meydana getireceği değer düşüklüğü oranı % 9 olarak tespit edilip bedele yansıtılarak hesaplama yapıldığı ve bu husus bozma kapsamı dışında kaldığından davalı lehine usuli kazanılmış hak teşkil edeceği gözetilmeden, bozma sonrası eski irtifak sebebiyle oluşan değer düşüklüğü oranının % 16,72 olarak belirlenmek suretiyle eksik bedele hükmedilmesi,
2- İlk karar davalılardan … vd vekilince temyiz edilmiş olup, ilk kararda tespit edilen kamulaştırma bedeli, kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden kesinleşmiştir.
Bu durumda ilk kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden kesinleşen bedel davacı idare lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan bozmadan sonra sadece ilk kararı temyiz eden davalıların payı hesaplanarak bu miktarın bloke ettirilip adı geçenlere ödenmesine yönelik hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, bozmadan sonra tespit edilen bedel üzerinden tüm davalıların payını kapsar şekilde bedel depo ettirilerek hüküm kurulması,
Doğru olmadığı gibi;
3-7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı idare vekilinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 13/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.