Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2018/12255 E. 2019/12807 K. 26.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/12255
KARAR NO : 2019/12807
KARAR TARİHİ : 26.06.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün ve temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararın Yargıtay’ca incelenmesi, davacı idare vekili ile davalılardan … yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ve hüküm davacı idare vekili ve davalılardan … tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçeli karar taraflara tebliğ edilmiş ise de, davacı idare vekili tarafından gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal süresi içerisinde temyiz edilmediği gerekçesiyle HMK’nin 346. maddesi gereğince, temyiz talebinin reddine dair 12.09.2018 tarihli ek karar, davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçeli kararın davacı idare vekiline 08.08.2018 tarihinde,davalılardan …’ün temyiz dilekçesi ise 01.10.2018 günü tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi 10.09.2018 tarihinde verilmiştir. Mahkemece temyiz süresi geçtiğinden bahisle temyiz talebi reddedilmiş ise de, davacı idarenin yasal süresi içinde kararı temyiz ettiği anlaşıldığından, 12.09.2018 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede,
Amasya ili, … ilçesi, mahallesi … ada … parsel sayılı taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu’nun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmazın belirtilen tarihteki satışını gösterir satış akit tablosu ilgili Tapu Müdürlüğünden getirtilmeden, değerlendirme tarihi olan 2011 yılı itibariyle, dava konusu taşınmaz ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal kabul edilen taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan metrekare değerleri getirtilip karşılaştırılmadan, emsal taşınmazla dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu oluşan parseller olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden, imar parseli iseler taşınmazların bulunduğu imar adasındaki düzenleme ortaklık payı kesintisi oranının ise ilgili Belediye Başkanlığından sorulmadan eksik inceleme ile değer biçildiğinden, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare vekili ile davalılardan …’ün temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz edenlerden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 26/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.