Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2017/9550 E. 2018/21536 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/9550
KARAR NO : 2018/21536
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili, müdahalenin meni ve ecrimisil istemine, birleşen 2013/480 esas sayılı dosya 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili istemine, birleşen 2013/640 esas sayılı dosya maddi hatanın düzeltilmesi talebi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, bir kısım davacılar ile davalı idare vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili, müdahalenin meni ve ecrimisil istemine, birleşen 2013/480 esas sayılı dosya 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili istemine, birleşen 2013/640 esas sayılı dosya maddi hatanın düzeltilmesi talebine ilişkindir.
Mahkemece birleşen 2013/480 esas sayılı bedel tespit ve tescil davasının kabulüne, asıl davada talep edilen ecrimisil isteminin kısmen kabulüne, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile müdahalenin meni isteminin ve birleşen 2013/640 esas sayılı maddi hatanın düzeltilmesi talebinin esas davanın kabul edilmesi nedeniyle konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm asıl dava davacıları …, …, … ve … ve asıl dava davalısı idare vekillerince temyiz edilmiştir.
Asıl davanın ve birleşen 2013/640 esas sayılı davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak;
1)Asıl dava yönünden;
a-Kamulaştırmasız el atmaya ilişkin uyuşmazlıklarda 2942 sayılı Yasanın 6487 sayılı Yasa ile değişik 6.maddesi uyarınca Kamulaştırma Kanunundaki usullere göre mahkemece re’sen araştırma ilkesine uygun şekilde tespit yapılacağı benimsenmiştir.
İlke olarak kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde taşınmazın, dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest koşullarda getirebileceği kira parası (emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, çevre özellikleri – konumu – kullanım şekli de nazara alınarak) rayice göre saptanıp, sonraki dönemler için ise, ilk dönem kira parasına ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak koşuluyla ecrimisil bedeli rayiç değerlere göre takdir edilmelidir.
Bunun için mahkemece; taşınmazın bulunduğu mevkideki diğer arsaların kiraya verilip verilmedikleri, veriliyor ise, mutad olarak nasıl ve ne şekilde kiraya verildiklerinin taraflardan delilleri sorulmak suretiyle tespit edilmesi, varsa emsal kira sözleşmeleri ibraz ettirilerek benzer (boş arsa niteliğindeki) yerlerin kamulaştırmasız olarak el atılan haksız işgal dönemindeki kira paraları, mahallinde bilirkişi heyeti ile keşif yapılıp, ilk dönem ecrimisil miktarına sonraki dönemler için ÜFE artış oranı yansıtılarak hesaplanacak rapor doğrultusunda ecrimisil miktarına hükmedilmelidir.
Somut olayda soyut beyanla takdiren aylık kira bedeli belirlendiği gibi, yukardaki esaslara uygun şekilde inceleme ve araştırma da yapılmadan bedel belirleyen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması,
b)Dava konusu taşınmaza 1983 sonrası el atıldığı anlaşıldığından vekil ile temsil edilen davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmadığı gibi ecrimisil talebine yönelik de ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2)Birleşen 2013-480 esas sayılı dava yönünden;
a-Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesine göre arsa niteliğindeki taşınmazlara değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerekir.
Dava konusu Muslihittin mahallesi 432 ada 6 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu Muğla ilinde benzer yüzölçümlü ve değerlendirme tarihine yakın zamanlarda emsal satışların bulunması doğaldır.
Dava konusu taşınmaza yukarıda anlatıldığı gibi değer biçilmesi gerekirken soyut ifadelerle, emsalin ortaklığın giderilmesi dosyasındaki kıymet takdiri ile emsal ve dava konusu taşınmazın asgari vergi beyan değerlerinden bahsederek yasal olmayan usulle değer biçilen rapor denetlemeye elverişli olmadığından inandırıcı görülmemiştir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro
parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
b-Dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasından arta kalan 376,80 m2, 154,90 m2 ve 422,54 m2’lik alanların yol şevi haline geldiği ve kullanılmasının mümkün olmadığı göz önünde bulundurulduğunda Kamulaştırma Kanununun 12. maddesi uyarınca bedeline hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
c-Faiz bitiş tarihinin hükümde gösterilmeyerek infazda tereddüt oluşturulması,
d-Vekalet ücretine ilişkin her iki bentte de davacıdan alınarak davalıya maktu vekalet ücretine hükmedilmesi,
3-Asıl dava ve birleşen 2013/432 esas sayılı dava yönünden dava konusu taşınmaza usulüne uygun bir kamulaştırma işlemi yapılmadan el atarak, davanın açılmasına idare sebebiyet verdiğinden, birleştirilen davada yapılan yargılama giderlerinin davalı idareden tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmesi gerekirken, davacılar üzerinde bırakılması yönünde hüküm kurulması,
Doğru olmadığı gibi;
4-Birleşen 2013/ 480 esas sayılı dava yönünden 7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden,
Hükmün, yukarıda açıklanan gerekçelerle hüküm asıl dava davacıları …, …, … ve … ve asıl dava davalısı idare vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, temyiz edenlerden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 21/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.