Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2017/9225 E. 2018/431 K. 31.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/9225
KARAR NO : 2018/431
KARAR TARİHİ : 31.01.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı idare ile davalılardan… ve …vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare, davalı… vekili ve …vekillerince temyiz edilmiştir.
Suriye uyruklu tapu maliki … oğlu…’un kimlik bilgilerine ve mirasçılarına ulaşılamadığından aynı kişiye ait başka bir taşınmaza atanan kayyım davaya dahil edilmiş ise de … uyruklu kişilerin Türkiyedeki malları hakkında tasarruf yetkisi Hazineye ait olup, Hazinenin bu taşınmazlarla ilgili davalarda müdahil olarak yer alması gerektiğinden ayrıca kayyım atanmasına gerek bulunmadığı anlaşılmıştır.
Arazi niteliğindeki … Köyü 20 parsel sayılı taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesinde, taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Dava konusu taşınmazın tespit edilen kamulaştırma bedelinden öncelikle acele el koyma dosyasında bloke edilen bedelin mahsubu ile fark bedele 08.09.2012 tarihinden karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Davacı idare harçtan muaf olmadığı halde, muaf kabul edilerek harç alınmasına yer olmadığına ilişkin hüküm kurulması,
3-Davanın niteliği gereği kendisini vekil ile temsil ettiren davacı idare ve davalı lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;
a- 4 nolu bendinin sonuna (fark bedel olan 4.036,01-TL’ye 08.09.2012 tarihinden karar tarihine olan 05.12.2012 gününe kadar yasal faiz işletilmesine,) ibaresinin yazılmasına,
b- Harca ilişkin 7 nolu bendinin hükümden çıkartılmasına, yerine (harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, ) cümlesinin yazılmasına,
c- Vekalet ücretine ilişkin 10 nolu bendinin hükümden çıkartılmasına, yerine (Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı idare lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve Toros’tan alınarak davacı idareye verilmesine; kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine 1.200,00- TL vekalet ücretinin davacı idareden alınarak davalılara verilmesine,) ibaresinin yazılmasına,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalılardan …harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davacı idare ile davalılardan …’ten peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 31/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.