Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2017/27186 E. 2019/4540 K. 14.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/27186
KARAR NO : 2019/4540
KARAR TARİHİ : 14.03.2019

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılmak suretiyle yeniden hüküm kurulmuş bu karara karşı davacılar vekilince temyiz yoluna başvurulmasına dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı kararının duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 07/03/2019 günü usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediklerinden taraf vekillerinin yokluklarında incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilerek, dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.

– K A R A R –

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı vekilinin istinaf başvurusunun … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince gerekçesi açıklanmadan esastan reddine, davalı idarenin istinaf başvurusunun ise kısmen kabulü ile fen bilirkişisinin 13/04/2016 günlü raporunda C harfi ile işaret edilen 586,85 m2’lik miktarı imar planında park alanı olarak işaret edilmekle birlikte, bu kısma yapılan el atmanın fiilen değil hukuken gerçekleştirildiği, hukuken el atmalarda 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek 1. ve Geçici 11. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiği, bu duruma göre mahkemece, C harfi ile işaret edilen kısım (586,85 m2) bakımından inceleme yapılamayacağı, eş deyişle mahkemece, A ve B ile işaret edilen kısımlar bakımından davanın esasına girilerek inceleme yapılması, C ile işaret edilen kısım bakımından ise 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek 1. ve Geçici 11. maddesi hükümleri gözetilerek, tefrik kararı verilmek sureti ile ayrı bir esas numarası
alınarak, bu esas üzerinden yapılacak yargılama sonucunda dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/09/2016 tarihli ve 2015/1437 E.-2016/1421 K. sayılı ilamının KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine İADESİNE dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK353/1-a-3 maddesi uyarınca kesin olarak karar verilmiş, davacılar vekilince bu karar temyiz edilmiş, … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 15/03/2017 tarihli ek kararıyla; verilen kararın HMK’nun 353/1-a-3 maddeleri uyarınca kesin olduğundan bahisle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş olup, bu karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Öncelikle, … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi tarafından… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/09/2016 tarihli ve 2015/1437 E.-2016/1421 K. sayılı kararının kaldırılması ve eksikliklerin yerine getirilmesi için ilk derece mahkemesine iadesine dair kesin olarak verilen karara karşı temyiz yoluna başvurulmasının mümkün olup olmadığı incelenmelidir. Bu bağlamda;
Bölge adliye mahkemesinin dosyayı geri gönderme kararının yasal dayanağı 6100 sayılı HMK’nun 353. maddesidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353. maddesinde bölge adliye mahkemesince duruşma yapılmadan verilecek kararlar tahdidi olarak şu şekilde belirtilmiştir.
Madde 353 -(1)“ Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;
a)Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:
1) Davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması,
2) İleri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması.
3) Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması,
4) Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması,
5)Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına, merci tayinine karar verilmiş olması,
6) Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması.
b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak;
1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine,
2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,
3) Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir.

Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararı HMK 353/l-a-3 maddesine dayanmaktadır. Maddenin incelenmesinde, mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması halinde, esasa ilişkin inceleme yapılmadan kararın kaldırılmasına kesin olarak karar verileceği düzenlenmiştir.
HMK 369. maddesinde ”Yargıtay, tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebilir” hükmü bulunmaktadır.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, ilk derece mahkemesinin kararının dayandığı gerekçelere göre; arsa niteliğindeki… ili Ortahisar ilçesi 2 nolu Bostancı Mahallesi 2408 ada 4 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve fiili el atılan A ve B harfli kısımlar ile proje bütünlüğü gereği C harfli kısmının bedeline hükmedilmesi doğrudur. Şöyle ki;
Dava konusu taşınmazın imar planında kısmen kamu hizmetlerine ayrılan sahada olduğu, 13/04/2016 tarihli hükme esas fen bilirkişi raporuna göre A=100 m2 ve B=62 m2 kısımlarına davalı idarece fiilien el atıldığı, C harfli 586,85 m2 kısma fiilen el atılmamış ise de, imarda bu kısmın yeşil alana denk geldiğinin belirtildiği, aynı taşınmazın paydaşlarının açtığı… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/596 E -2015/683 K sayılı dosyasında C harfli kısmın bedelininde verildiği ve kararın Dairemiz denetiminden geçerek kesinleştiği, kesinleşen bu karar ile idarenin park alanında paydaş hale geldiği, öte yandan emsal niteliğindeki Uyuşmazlık Mahkemesinin 11.04.2016 tarih ve 2016/180 E-224 K. sayılı kararında ”taşınmazın tek bir imar planı kapsamında yol ve park olarak ayrıldığı ve bu itibarla tek bir taşınmaza tek bir imar planı kapsamında yapılan el atmanın, taşınmazın tamamı için bir bütün olarak ele alınması ve değerlendirilmesi gerektiği, proje bütünlüğü gözetilerek yol olarak el atılan taşınmazın tamamı için adli yargının görevli olduğunun” belirtildiği gözetildiğinde, idarece fiili el atma ile imar uygulanmasına başlandığı gibi, paydaş dosyasının da kesinleşmiş olması ile park alanında idarenin hissedar olduğu da nazara alındığında proje bütünlüğü gereği adli yargının görevli olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesinin görevli olduğu uyuşmazlığın adli yargıda çözümlenmesi gerektiği anlaşılmakla, HMK 353/1-a-3 maddesi uyarınca kesin olarak dosyanın tefrik edilerek tefrik edilen kısım için idari yargının görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi için dosyanın kesin olarak iadesi HMK 369. maddesinde belirtilen “Kanunun açık hükmüne aykırılık” teşkil etmektedir.
Açıklanan nedenlerle … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin fiili el atmayı bir bütün olarak kabul edip ilk derece mahkemesinin kararına karşı taraflarca yapılan istinaf başvurusunun esastan incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde dosyanın iadesine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle HMK’nun 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 14/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.