Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2017/26275 E. 2018/4729 K. 19.03.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/26275
KARAR NO : 2018/4729
KARAR TARİHİ : 19.03.2018

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın … yönünden husumetten reddine, … yönünden kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı ile davalı … vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R –
Dava kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davacı ile davalı … vekillerince temyiz edilmiştir.Mahallinde yapılan keşif sonucu … Mahallesi 3225 ada 68 parsel sayılı taşınmaz yönünden …’nın, 69 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise …’ nın sorumlu tutulmasında, taşınmazların dava tarihindeki değerlerinin biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedellerinin tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Bu nedenle; davacı ile davalı … vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları bozma ile kesinleşen hususlara ilişkin olduğundan yerinde değildir.Ancak;
1-Dava konusu 3225 ada 68 parsel sayılı taşınmazda davacı … hissesi üzerinde dava dışı … lehine intifa hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, tapu kaydında lehine intifa hakkı bulunan …’u davaya dahil etmesi için davacı vekiline süre verilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra, davacı …’un hissesine düşen taşınmaz bedelinin intifa hakkı sona erinceye kadar bir milli bankaya çıplak mülkiyet sahibi bu davacı adına yatırılarak bu bedelin nemalarından intifa hakkı sahibinin yararlanmasına, intifa hakkı sona erdiğinde adı geçen paydaşa ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Mahkemece bozma kararı ile ilk hüküm ortadan kalktığından hüküm fıkrasında asıl ve birleşen dava dosyaları hakkında ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekirken birleşen dava dosyası yönünden verilen kararın kesinleştiği gerekçesiyle yeniden karar verilmemesi doğru görülmediği gibi, karar başlığında da asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı gösterilmemesi,
3-Asıl dava dosyası davalısının … olduğu ve bu davalı yönünden davanın kabulüne karar verildiği halde, faize asıl dava tarihinden değil birleşen dava dosyası dava tarihinden itibaren hükmedilmesi,
4-Dava konusu 3225 ada 69 parsel sayılı taşınmazda davacı hissesi üzerinde bulunan ihtiyati tedbir şerhinin kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli olarak hükmedilen bedele yansıtılmaması,
5-Dava konusu taşınmazlara el atma tarihi itibariyle nispi harç ve vekalet ücreti takdir edilmemesi,Doğru görülmemiştir.Davacı ile davalı … vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı ile davalı …’ndan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 19/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.