Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2017/25027 E. 2017/22685 K. 19.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/25027
KARAR NO : 2017/22685
KARAR TARİHİ : 19.10.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
2-… Vek.Av….
3-… vd.

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı idare ile davalılardan … vd. vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare ve bir kısım davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava konusu taşınmaz mal arsa niteliğinde olup, Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirleyen 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca bedelinin tespiti için mümkün olduğunca yakın parsel satışlarının emsal alınması gerekirken bilirkişi raporunda, farklı mahallede bulunan ve uzak mesafedeki taşınmaz emsal alınarak değer biçildiğinden, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan mesafesini de gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu
getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Dava konusu taşınmaza ilişkin acele el koyma dosyasında, bedeline hükmedilen örtülü yarı açık besi ahırın alanının 360,20 m2 olduğunun belirtildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, ahırın alanının 216,09 m2 hesaplandığı anlaşılmış olup, bu hususta oluşan çelişki giderilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması,
3-30.12.2013 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisine göre, dava konusu taşınmazda bulunan ahırın 31,73 m2 lik kısmının, kamulaştırılan ve B harfi ile gösterilen 1093,94 m2 lik kısma isabet ettiği belirtilmesine rağmen, mahkemece bu kısmın kamulaştırmadan arta kalan ve C harfi ile gösterilen kısıma isabet ettiğinden bahisle hüküm kurulması,
4-Dava konusu taşınmaz için acele el koyma dosyasında bloke edilen miktarın, tespit edilen kamulaştırma bedelinden mahsup edilmesi sonucu fazla bloke edildiği anlaşılan 17.714,51 TL ‘nin davacı idareye iadesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5-Dava konusu taşınmaz davalı olmadığı halde tespit edilen bedelin ilerde belirlenecek hak sahibine ödenmek üzere üç aylık hesapta bloke edilmesine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare ile davalılardan … vd. vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Davalılardan … vd peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 19/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.