Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2017/19244 E. 2018/24117 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/19244
KARAR NO : 2018/24117
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Alınan raporlar hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1-Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilirken, dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça, aynı ilçeden yakın bölgelerden benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın özel amacı olmayan satışların emsal alınması gerekir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; emsal alınan taşınmaz başka bir ilçeden alındığı gibi, emsal alınan taşınmaza ait satış akit tablosu, tapu kaydı, vergi kayıtları getirtilip, ayrıca dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazların ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup İmar Kanunu 15 ve 16. maddeleri uyarınca bir kısmı kamuya terk edilen taşınmazların Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre imar parseli olarak değerlendirilmesi gerektiği de gözetilerek rapor denetlenmeden eksik inceleme ile karar verildiğinden rapor inandırıcı görülmemiştir.
Bu durumda taraflara; yakın zaman içinde benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi; dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, emsallerle olan mesafesini de gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen emlak vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu araştırılarak, getirtilecek emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Dava konusu taşınmazda davalılar dışında hazinenin payını da kapsar şekilde bedel tespiti ile taşınmazın tamamının tapu kaydının iptaline ilişkin hüküm kurulması,
3- Gerekçeli karar başlığında davalı …’ın kısıtlı, davalı … ise vasisi olarak gösterilmemesi,
Doğru olmadığı gibi;
4- 7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerince temyiz istemlerinin kabulü ile BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 10/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.