YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/17290
KARAR NO : 2019/2097
KARAR TARİHİ : 14.02.2019
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 221 sayılı yasaya dayalı olarak kamulaştırma konusu irtifak hakkının bedelsiz olarak davacı idare adına tescili, davası ile birleştirilen el atmanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Asıl dava; 221 sayılı yasaya dayalı olarak kamulaştırma konusu irtifak hakkının bedelsiz olarak davacı idare adına tescili, birleştirilen dava ise el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre davacı (davalı) idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalı (davacı) vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Dava konusu 3039 ada 5 parsel sayılı taşınmazın, …… Encümeninin 05.02.2004 tarih ve 93 sayılı kararı ile 2172 ada 13-148-150-255 ve 288 parsel sayılı taşınmazların ……… Kanunun 18. maddesi uyarınca yapılan ……… uygulaması sonucu oluştuğu, ……… uygulamasına giren 2172 ada 13-148- 150- 255 ve 288 parsel sayılı taşınmazların 1003 adadan geldiği ve 1003 adanın kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinin 26.05.1965 olarak tespit edildiği anlaşılmıştır.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesindeki “bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz” hükmü nazara alındığında, daha önce kamulaştırma yapılmış olsa bile kamulaştırma sonrası yapılan kadastro tespitinde irtifak şerhinin tespit tutanağına ve tapu kaydına işlenmediği ve davalı idarece 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığından , asıl davanın reddine, birleştirilen davada ise işin esasına girerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, asıl davadaki talebin kabulü ile irtifak hakkının tesciline karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı (davacı) vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalı (davacı) peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine davacı (davalı) peşin alınan temyiz ve tarafların temyize başvurma harçlarının …… irad kaydedilmesine, 14/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.