Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2017/15841 E. 2019/476 K. 17.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/15841
KARAR NO : 2019/476
KARAR TARİHİ : 17.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. …… niteliğindeki …… mahallesi, 2693 ada 3 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur. Ancak;
1)Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, emsal olarak incelenen ……… Mahallesi 2150 ada 1 parselin dosyada bulunan satış teyidindeki pay oranları ve bedel ile rapordaki pay oranları ve bedel örtüşmediği gibi, bilirkişi kurulu raporunda emsalin……… caddesine 500 mt. mesafede olduğu belirtildiği, dava konusu taşınmazla ilgili ilçe belediye başkanlığınca …… vergisine esas rayiç bedeli olarak 1. ……… ait 450 TL/m2 bedelin bildirildiği, maliklerince de bu sokak üzerinden …… vergi beyanında bulunulduğu halde bilirkişi kurulunca emsal için……… caddesinin …… vergisine esas rayiç değeri olan 2500 TL/m2’nin dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın …… ……… Komisyonu tarafından belirlenen …… vergisine esas olan m2 değerlerinin karşılaştırılmasında kullanıldığı, üstelik … yazısına göre emsal taşınmaz imar parseli olduğu halde, bilirkişi kurulunca emsalin kadastro parseli olarak değerlendirildiği gözetildiğinden bilirkişi kurulu raporu hüküm kurmaya elverişli ve inandırıcı değildir.

Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili ……… Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmadığı gibi;
2-7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının ……ye irad kaydedilmesine, 17/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.