YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/13134
KARAR NO : 2018/24965
KARAR TARİHİ : 13.12.2018
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Taşınmaz üzerindeki yapıya resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş ise de; zemin bedeli yönünden rapor geçersizdir. Şöyle ki;
1)Dava konusu … ili, … ilçesi, İmariye mahallesi, 1654 ada 9 parsel sayılı taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu’nun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın emsalin % 21’i değerinde olduğu belirtilerek ve dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle kadastral parsel emsalin ise satış tarihi itibariyle imar parseli olması sebebiyle % 40 oranında düzenleme ortaklık payı düşüldükten sonra bulunan m2 birim fiyatından taşınmazın sit alanında kaldığından bahisle % 5 değer azalışı uygulanarak metrekaresine 1.023,00-TL değer biçildikten sonra, taşınmazın emsal karşılaştırması sonucu belirlenen
metrekare birim fiyatının değerlendirme tarihi olan 2015 yılı arsa m2 rayiç değeri olan 1.263,00-TL’nin altında kalması sebebiyle asgari vergi değeri üzerinden taşınmaza değer biçildiği anlaşılmıştır.
Taşınmazın sit alanına alınması ve çıkarılmasının idarenin tasarrufuna bağlı olduğu gözetildiğinde yasal dayanağı olmayan değerlendirme şekliyle % 5 değer düşüklüğü uygulayan ve taşınmaz için tespit edilecek m² birim fiyatının taşınmazın dava tarihi itibariyle belirlenen vergi değerinin altında olamayacağından bahisle arsa m2 rayiç değeri üzerinden bilimsel olmayan yöntemle taşınmaza değer biçen bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden bu yönteme uyulmadan hesap yapan rapor doğrultusunda yazılı şekilde karar verilmesi,
2)Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ve bedeline hükmedilen yapının davacı idareye aidiyetine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru olmadığı gibi:
3)7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile BOZULMASINA
, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 13/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.