Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2017/12594 E. 2018/20774 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/12594
KARAR NO : 2018/20774
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçelerle istenilmiş; davalılar vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 15/11/2018 günü temyiz eden taraf vekillerinin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak, sözlü açıklamaları da dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Taşınmaz üzerindeki yapıya resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş ise de; taşınmazın zemin bedeli yönünden rapor geçersizdir. Şöyle ki;
1)Dava konusu … ili, … ilçesi, … mahallesi 594 ada 107 parsel sayılı taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda kıyasi emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürülüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, İmar Kanunu 15 ve 16. maddeleri uyarınca bir kısmı kamuya terk edilen taşınmazların Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre imar parseli olarak değerlendirilmesi gerektiği de gözetilerek alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığı gibi,
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesine göre arsa niteliğindeki taşınmazlara değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın
bölgelerde olması gerektiği ve dava konusu taşınmazın bulunduğu … ilçesi, … mahallesinde benzer yüzölçümlü ve değerlendirme tarihine yakın zamanlarda emsal satışların bulunması doğal olduğu halde, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda bu yönteme uyulmadan başka bir mahallede bulunan taşınmaz emsal alınmak suretiyle değer biçildiğinden yapılan karşılaştırma inandırıcı bulunmamıştır.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Kabule göre de;
2)Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda emsal taşınmazın satış tarihi itibariyle imar parseli olduğu, dava konusu taşınmazın ise geldisinden 1958 yılında % 17 oranında kamuya terk yapıldığı gözetildiğinde, Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre taşınmaz imar parseli kabul edilerek, dava konusu taşınmazın tespit edilen m2 birim fiyatından düzenleme ortaklık payı düşülmeden hesap yapılması gerektiği halde (% 40 – %17= % 23) oranında düzenleme ortaklık payı düşülerek hesap yapan bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru olmadığı gibi;
3)7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.630,00-TL vekalet ücretinin davacı idareden alınarak davalıya, 1.630,00-TL vekalet ücretinin de davalıdan alınarak davacı idareye verilmesine, 15/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.