Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2017/10824 E. 2018/23833 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/10824
KARAR NO : 2018/23833
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –

Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Taşınmaz üzerindeki yapıya resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş ise de; zemin bedeli yönünden rapor geçersizdir. Şöyle ki;
1)Dava konusu … ili, …mahallesi 537 ada 2 parsel sayılı taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu’nun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın değerinin tespitinde, şirkete yapılan özel amaçlı satışların emsal olarak alınması doğru olmadığı gibi, dava konusu taşınmaz ile kıyasi emsal olarak alınan taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerlerinin karşılaştırılmasında; dava konusu taşınmaz ile emsalin aynı değerde olduğu anlaşılmasına rağmen, bilirkişi kurulunca dava konusu taşınmazın emsalden daha değersiz olduğu kabul edilerek vergi değerlerine ters düşecek şekilde ve aynı amaçla
kamulaştırılan, birbirine komşu olan taşınmazlarla ilgili olarak açılan davalarda aynı değerlendirme tarihi itibariyle benzer sonuçlara ulaşılması, oluşabilecek farklılıkların da makul gerekçelerle açıklanması gerektiği halde, birbirine komşu taşınmazlar için haklı bir gerekçe gösterilmeden çok farklı metrekare birim fiyatları belirlendiğinden bu rapora göre karar verilmesi mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Kabule göre de;
2)… Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 17.04.2014 tarihli yazı cevabında, dava konusu taşınmazın imar parseli olduğu bildirildiği halde, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın kadastral parsel olduğu belirtilerek değer biçildiğinden bilirkişi kurulundan bu hususta ek rapor alınmadan eksik inceleme ile karar verilmesi,
Doğru olmadığı gibi;
3)7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 06/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.