Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2017/10044 E. 2018/22904 K. 29.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/10044
KARAR NO : 2018/22904
KARAR TARİHİ : 29.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki … ili, … ilçesi, … mahallesi, 3263 ada 9 parsel sayılı taşınmazın zeminine emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğru olduğu gibi, üzerinde bulunan yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek, ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumuna göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre; bilirkişi kurulu raporunda emsal kabul edilen … mahallesi 3281 ada 12 parsel sayılı taşınmaz, her ne kadar arsa vasfı ile satışmış ise de, Dairemiz denetiminden geçen … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/69 Esas – 2015/423 Karar sayılı dosyasındaki bilirkişi kurulu raporunda, bu emsal taşınmazın üzerinde 1997 yılında yapılmış 5 katllı bina olduğu ve haliyle üzerindeki bina ile satıldığı, ancak bina bedelinin tapudaki satış bedelini aştığından bahisle uygun emsal olmadığı belirtilerek hükme esas alınan raporda emsal olarak alınmadığı gözetildiğinde bu emsali inceleyen iş bu dosya bilirkişi kurulu raporu hüküm kurmaya elverişli ve inandırıcı bulunmamıştır.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve
değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmadığı gibi;
2-7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 29/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.