Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2016/3983 E. 2017/9280 K. 27.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3983
KARAR NO : 2017/9280
KARAR TARİHİ : 27.03.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Asıl davanın kabulüne birleştirilen davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş ise de, dava değeri 22.400,00 TL’nin altında kaldığından, duruşma isteminin reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –

Asıl dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini, birleştirilen dava ise maddi hatanın düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Taşınmazın zemin bedeli yönünden alınan raporlar, hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1)Asıl dava yönünden; dosyada bulunan … Belediye Başkanlığı 02.02.2015 tarihli yazı cevabına göre; dava konusu … Mahallesi … ada … parsel sayılı taşınmazın belediye sınırları içerisinde yer aldığı, etrafının meskun olduğu ve belediye hizmetlerinden yararlandığı anlaşıldığından taşınmaz arsa vasfındadır.
Bu itibarla; mahkemece, taşınmaza tarım arazisi olarak değer biçen bilirkişi kurulu raporu esas alınarak hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, arsa niteliğine göre taşınmaza değer biçen bilirkişi raporu ise 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 15. maddesi uyarınca oluşturulması gereken bilirkişi kurulu yerine tek bilirkişi tarafından hazırlandığından geçerli değildir.
Belirtilen nedenlerle; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, 2942 sayılı kanunun 15. maddesi gereğince yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Birleştirilen dava yönünden;4 adet 7 yaş ceviz, 3 adet 8 yaş erik, 1 adet 7 yaş vişne, 20 adet 10 yaş kavak ağacına ilişkin 10.09.2009 tarihli tutanağın … adına kayıtlı … ada … parsel sayılı taşınmaz için tanzim edildiği davacı idarenin 04.06.2014 tarihli yazısı ile belirtilmiş ise de bir kısım davalılar vekilinin de iddia ettiği gibi 234 ada 50 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti davasının … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/440 Esas,2015/450 Karar sayılı dosyasına konu olduğu ve Dairemizin 12/05/2016 tarihli ilamı ile geriçevrilmesine karar verildiği, UYAP sisteminde mevcut bilirkişi raporu incelendiğinde değer tespiti yapılan ağaçların adet-yaş ve cinslerinin farklı olduğu analşıldığından davacı idarenin cevabi yazısı ile yetinilerek tutanakta adı geçenler tanık olarak dinlenilmeden ve beyanlarda ve itiraz dilekçelerinde yer alan 09.09.2009 tarihli tutanağa ilşkin belgeler getirtilmeden eksik inceleme ile hüküm tesis edilmesi,
3)Tespit edilen bedelin hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesi ve ödeme hususunda bankaya müzekkere yazılmasına karar verilmesi,
4)Dava tarihi 17.12.2014 olduğu halde, gerekçeli karar başlığında 18.12.2014 tarihinin yazılması,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 27/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.