Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2016/3978 E. 2017/4820 K. 14.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3978
KARAR NO : 2017/4820
KARAR TARİHİ : 14.02.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesi uyarınca kamulaştırılmasına karar verilen taşınmazın bedelinin tespiti ve taşınmazın yol olarak terkini davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 07/02/2017 günü taraf vekillerinin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak, sözlü açıklamaları da dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
– K A R A R –

Dava, 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesi uyarınca kamulaştırılmasına karar verilen taşınmazın bedelinin tespiti ve taşınmazın yol olarak terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
a) parsel sayılı taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bu itibarla emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle doğru çizilmesi gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan satış dava konusu taşınmazdan büyük yüzölçümlü olan bir emsalin hisse satışı olduğundan bu rapora göre hüküm kurulması mümkün olmadığı gibi,
b)Dava konusu taşınmazın tapu kaydından daha önce kurulmuş irtifak hakkı bulunduğundan bu irtifak hakkı nedeniyle taşınmazın tamamında meydana gelecek değer düşüklüğü oranı belirlenerek, bulunacak miktarın tespit edilen m² değerden indirimi gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile fazla bedele hükmedilmesi doğru değildir.
./..

Bu durumda, taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların re’sen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satışı akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu ve önceki irtifak nedeniyle taşınmazda meydana gelecek değer düşüklüğü oranı belirlenerek bulunacak miktarın tespit edilen m² değerden indirilerek değerinin belirlenmesi bakımından yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulmasının gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz eden davacı idare yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 1.480,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 14/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.