Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2016/25575 E. 2017/18916 K. 14.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/25575
KARAR NO : 2017/18916
KARAR TARİHİ : 14.09.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki … ilçesi … Mahallesi taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak, üzerindeki yapılara resmi birim fiyatlarına göre yıpranma payı da düşülerek ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumuna göre değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Belirtilen nedenle davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalılar vekilinin temyizine gelince;
Fen bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor ve kroki eklenmek suretiyle dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmına imar durumuna göre yapılaşma izni verilip verilmeyeceği, verilmiş ise önceki durumuna göre kısıtlama getirilip getirilmediği hususları ilgili Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünden araştırılarak yapılaşma izni verilmeyeceğinin bildirilmesi halinde arta kalan kısmın tüm bedeline, kısıtlama getirildiğinin bildirilmesi halinde ise değer azalış bedeline hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davacıdan peşin alınan temyiz ve tarafların temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 14/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.