Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2016/1423 E. 2016/8299 K. 21.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1423
KARAR NO : 2016/8299
KARAR TARİHİ : 21.04.2016

NUMARASI : 2014/434-2014/713

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı idare vekili ile davalı tarafından verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: – K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekili ile davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur.
Bu nedenle; davacı idare vekili ile davalının aşağıdaki bentler dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
1)Dava konusu taşınmaz ile aynı mahallede çok yakın konumda bulunan, 301 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan 2014/447-2015/17 sayılı dava dosyasında, aynı değerlendirme tarihi itibariyle 124,00-TL metrekare birim fiyatı takdir olunmuş, bu rakam üzerinden verilen karar Dairemizce uygun bulunmuştur.
Dava konusu taşınmazın, 301 parsel sayılı taşınmazdan eksik ve üstün yönleri belirlenerek, anılan dosyada belirlenen metrekare birim fiyatından ayrılma sebeplerinin açıklanması için bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi,
2)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesinin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. bölüm kararı da göz önüne alınarak, acele el koyma kararı ile belirlenen bedelin mahsubundan sonra kalan fark bedele 01.10.2014 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesi gerekirken, yazılı şekilde bitiş tarihi belirtilmeden faize hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare vekili ile davalının temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 21/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.