Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2016/12045 E. 2017/22747 K. 19.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12045
KARAR NO : 2017/22747
KARAR TARİHİ : 19.10.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 19. maddesi uyarınca zemini Hazineye ait taşınmaz üzerinde bulunan muhtesatın kamulaştırma bedelinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davalı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 19. maddesi uyarınca zemini Hazineye ait taşınmaz üzerinde bulunan muhtesatın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu … Köyü 173 ada 74 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki fındık ağaçlarının zeminde kapladığı alan belirlenerek, taşınmazın kapama fındık bahçesi niteliğinde kabulü ile net fındık geliri esas alınarak değer biçildikten ve zemine ekilebilecek münavebe ürünlerinin net gelirine göre biçilen değer düşüldükten sonra fındık ağaçlarının bedellerinin tespitinde yöntem itibari ile bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, münavebe ürünü olarak değerlendirmeye alınan buğday, beyaz lahana, dane mısır ile fındık bahçesindeki fındık ağaçlarının dekara verimleri, üretim masrafları ile hasat dönemindeki ortalama toptan kg. satış fiyatlarının değerlendirme tarihi olan 2014 yılı İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü resmi verileri getirtilip rapor denetlendikten sonra değer biçilmesi gerekirken, 2013 yılı resmi verilerine göre değer belirlenen raporun hükme esas alınması,
2-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, tespit edilen bedelden acele el koyma bedeli mahsup edildikten sonra kalan 1.196,74TL fark bedel için 20.06.2014 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesin, 19/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.