Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/9342 E. 2015/21078 K. 18.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9342
KARAR NO : 2015/21078
KARAR TARİHİ : 18.11.2015

MAHKEMESİ : Eleşkirt Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/12/2014
NUMARASI : 2012/180-2014/206

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak doğalgaz boru hattı geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılığının tahsili ile el atılan taşınmaz bedeli davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, kamulaştırmasız el atılarak doğalgaz boru hattı geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılığının tahsili ile el atılan taşınmaz bedeli istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazların bir bütün iken; doğalgaz boru hattına ilişkin güvenlik yolu yapılması için Eleşkirt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/109 Esas 2003/121 Karar sayılı dosyasından 04.07.2003 tarihli acele el koyma kararı alındığı, 01.04.2009 yılında kadastro tespiti sırasında yolun tescil harici bırakıldığı, kalan kısmın davalı adına dava konusu taşınmazlar olan 103 ada 66 ve 103 ada 67 parseller olarak tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davalı idarenin 28.01.2014 tarihli yazısına ve T.C. Ziraat Bankası Eleşkirt Şubesinin 23.12.2013 tarihli cevabi yazılarına göre acele el koyma kararında belirlenen bedel davacıya ödenmediği gibi bedel tespit tescil davası da açılmamıştır.
Bu durumda; arazi niteliğindeki taşınmazlara, olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değer biçilmesinde ve el atılıp, yol haline getirilen 704,30 m2’lik kısmın bedelinin ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu nedenle davalı idare vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;
1) Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri kıyasen kamulaştırmasız el atma davalarına da uygulanır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/son maddesi uyarınca irtifak hakkı karşılıkları bu hak nedeniyle taşınmazın tamamında meydana gelecek değer kaybıdır.
Bu itibarla dava konusu taşınmazlardan 103 ada 67 parsel sayılı taşınmazın irtifak hakkı kurulmasından önceki tüm değerinin tespit edilmesi ve bundan sonra boru hattı nedeniyle taşınmazın tamamında meydana gelecek değer düşüklüğü oranının belirlenmesi ve bu oranla taşınmazın tüm değerinin çarpılması sonucu irtifak hakkı karşılığının hesaplanması gerekir.
Mahkemece yukarıda açıklanan yönteme göre irtifak hakkı karşılığının tespiti yönünden ek rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, irtifak hakkı geçen kısmın mülkiyet bedeline hükmedilmesi,
2) Kabule göre de; hüküm fıkrasında maddi hata yapılarak, Dairemiz denetiminden geçen aynı mahkemenin 2012/179 Esas sayılı dosyasından hükmedilen bedeller bu dosyada da yazılmak suretiyle fazla bedele hükmedilmesi,
3) Davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği nazara alındığında kendini vekille temsil ettiren davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderinin de kabul edilen miktar oranında davalı idareye yüklenmesi gerektiği düşünülmeden tamamının davalı idare üzerinde bırakılması,
Doğru olmadığı gibi;
4) 13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararı ile;
6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen Geçici 6. maddesinin on üçüncü fıkrası “09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihlerini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği” gerekçesiyle Anayasanın 2. ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
Bu durumda; 04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nispi harca hükmedilmesi gerektiğinden,
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları doğrultusunda hükmün açıklanan nedenle H.U.M.K.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 18/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.