Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/8935 E. 2015/20252 K. 11.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8935
KARAR NO : 2015/20252
KARAR TARİHİ : 11.11.2015

MAHKEMESİ : Siirt 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/09/2014
NUMARASI : 2014/570-2014/873

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın arazi niteliğinin kabulü ile gelir metodu esas alınarak ve kamulaştırma bedelinin tespit edilmesinde ve bu şekilde değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu nedenle davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalı vekilinin temyizine gelince;
Kamulaştırma Kanunun 25/2. maddesinde ”Mahkemece verilen tescil kararı tarihinden itibaren taşınmaz mal sahibinin kamulaştırması kararlaştırılan taşınmaz malda yeni inşaat veya ekim ve mevcut inşaata esaslı değişiklikler getirmek gibi kullanım hakları kalkar. Bundan sonra yapılanların değeri dikkate alınmaz ” Hükmü yer almakla olup, mal sahibinin kamulaştırılan taşınmaz üzerinde dava açılmasından sonra, tescil kararı verilmesinden önce fidanların dikildiği ve 6495 sayılı Yasa ile Kamulaştırma Kanununun 25.maddesine eklenen hüküm kapsamında ilan yapıldığı da ileri sürülmediğinden fidanların kanundan kaynaklanan bir hakkın kullanılması sonucu dikilmeleri iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil etmeyeceği gözetilerek karşılığına hükmedilmesi gerekirken, dava açıldıktan sonra dikildiklerinden bahisle hükmedilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davacıdan peşin alınan temyiz ve tarafların temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 11/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.