Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2015/8588 E. 2015/23265 K. 07.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8588
KARAR NO : 2015/23265
KARAR TARİHİ : 07.12.2015

MAHKEMESİ : Oltu Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/12/2014
NUMARASI : 2014/1585-2014/1969

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Sulu tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi yöntem olarak doğrudur. Ancak;
1)4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kanununun 10. maddesi gereğince açılan tespit ve tescil davalarında değerlendirme; aynı Kanunun 15. maddesi uyarınca dava tarihi itibarıyla yapılır.
Mahkemece, 2014 yılı İlçe Tarım verilerinin hazırlanmadığı gerekçesiyle 2013 yılı verilerine göre inceleme yapılan bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
Her ne kadar, dosyaya 24.02.2015 tarihli, 2014 yılı Olur İlçe Tarım verileri sunulmuş ise de bu verilerde yeniden düzenleme yapılıp yapılmadığı araştırılıp, var ise çelişki giderildikten sonra, 2014 yılı Olur İlçe Tarım verileri esas alınarak değer biçilmesi gerekirken, 2013 yılı verilerine göre bedel tespit edilmesi,
2)Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan bölümünde % 80 oranında değer azalışına hükmedilmiştir. Kısmi olarak yapılan kamulaştırmalarda kamulaştırmadan arta kalan kısımdaki değer kaybının % 50 oranını geçmesi halinde, davalıya % 50 oranında değer kaybı ile yetinip yetinemeyeceği sorularak, yetindiği takdirde bu miktara göre hüküm kurulması, yetinmediği takdirde davacı idareye geri kalan taşınmaz bedelinin tamamını ödemek suretiyle taşınmazın tamamının mülkiyet hakkını kazanma imkanı sağlanmalı ve talebi halinde taşınmaz bedelinin tamamına hükmedilmeli, aksi halde bilirkişi kurullarınca belirlenen değer azalış oranına göre karar verilmesi gerektiği gözetilerek, taraflara yukarıda açıklanan hususlarda beyanda bulunmaları için mehil verilip, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi,
3)Dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın niteliği, yaşı ve bilirkişi raporunda gösterilen özellikleri dikkate alındığında yıpranma oranın % 40 olması gerekirken, gerekçesi açıklanmadan % 20 kabul eden rapora göre fazla bedel tespit edilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 07/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.