YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7929
KARAR NO : 2015/19197
KARAR TARİHİ : 02.11.2015
MAHKEMESİ : Tekman Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/03/2014
NUMARASI : 2010/78-2014/49
Taraflar arasındaki kamulaştırılmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, kamulaştırılmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisil istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Yapılan inceleme ve alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1) Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların değerinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
1)Bilirkişi heyetinin çoğunluğunun inşaat mühendisi veya mimarlardan oluşturulması zorunlu olduğu halde, sadece jeoloji mühendisinden oluşan geçersiz bilirkişi kurulu raporunun hükme esas alınması doğru olmadığı gibi
2) Raporda dava konusu emsal taşınmazdan 6.5 kat değerli bulunduktan sonra “ilçe merkezine en yakın caddeye 100m mesafede bulunması,alanının büyük olmasından dolayı ilçe merkezine muhtemel yapılabilecek TOKİ konutları ve AVM gibi yatırımlara cevap verebilir olması, resmi olmayan gerçek kişiler arasında yapılan arsa alım satımlarından bahsedilerek dava konusu taşınmazın 2010 yılı serbest piyasa
fiyatlarına göre bedelinin 187-TL olarak tespit edilmesi suretiyle taşınmaza değer biçilerek hüküm kurulmasi mümkün değildir.
Bu nedenle; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi; dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise, satış tarihi itibariyle, imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması; ayrıca dava konusu taşınmazın, imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen emlak vergisine esas olan metrekare birim fiyatları ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu bedelinin tespiti için, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak, alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 02/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.