YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7738
KARAR NO : 2015/19441
KARAR TARİHİ : 04.11.2015
MAHKEMESİ : Siirt 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/02/2014
NUMARASI : 2013/859-2014/87
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı idare ile davalı Ş.. B.. vd. vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare ile davalı Ş.. B.. vd. vekillerince temyiz edilmiştir.
Taşınmazın tarım arazisi niteliğinde kabulü ile olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değerinin tespit edilmesinde yöntem itibari ile bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazda sebze tarımı yapıldığı belirtilmiş ise de; hangi sebzelerin münavebede esas alındığı açıklanmadan tarla sebzeciliği adı altında değer biçilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
Bu nedenle, münavebe ürünü olarak değer biçmede esas alınan sebzelerin ayrıntılı ve açıkça neler olduğu belirtilip, her birinin net gelirine göre hesaplama yapılması ve dekar başına verim miktarlarının İlçe Tarım Müdürlüğünden, değerlendirme tarihi olan 2013 yılı dekar başına üretim masrafları ile hasat dönemindeki ortalama toptan kg. satış fiyatlarının da ilgili resmi kuruluşlardan sorulup, rapor denetlendikten sonra, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, bu yönteme uyulmadan hesaplama yapan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması,
2-Dava konusu taşınmazın dosyaya ve bilirkişi raporuna yansıyan özelliklerine göre objektif değer arttırıcı unsur oranı % 50’den fazla olamayacağı halde, bu oran daha yüksek alınmak suretiyle fazla zemin bedeline hükmedilmesi,
3-Dava konusu taşınmaz üzerindeki yapı, fidan ve ağaçlara gelince;
Dava konusu taşınmaz üzerindeki yapı, fidan ve ağaçların yaşları ve keşif itibari ile 6495 sayılı Yasa uyarınca köyde yapılan ilanın askıdan indiği 12.09.2013 tarihinden önce yapıldığı ve dikildiği sabit olup, Kamulaştırma Kanununun 25/2. maddesi uyarınca bu yapı ve ağaçların bedellerinin tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
4-Dava konusu taşınmaz üzerindeki yapının bedeli hesaplanırken iç ve dış özellikleri ayrıntılı olarak incelenerek, elektrik, içme suyu, kanalizasyon tesisatlarının su ve elektrik aboneliklerinin olup olmadığı, ıslak ve kuru zemin kaplamaları ile çatı kaplaması vs. gibi bir meskende olması gereken tüm unsurların bulunup bulunmadığı araştırılıp, buna göre varsa eksik imalatlar belirlendikten sonra yapı sınıfı ile eksik imalat oranı tespit edilmek suretiyle binaya yeniden bedel belirlenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmemesi,
5-Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan 20 yaşındaki asmaların ve 3 yaşında olan nar fidanlarının dava tarihi itibarı ile ve adet olarak maktu bedelleri İl Tarım Müdürlüğünden getirtilip, bilirkişi raporu denetlenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare ile davalı Ş.. B.. vd.’nin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz edenlerden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 04/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.